Kus bin Saide...
ARAPLARIN, ünlü şair ve hatiplerindendir. Belagatı ve etkileyici konuşmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.Cahiliye döneminde yaşamış ve peygamberliğin nazil oluşundan birkaç yıl önce haberini vermiş, insanlara gelecek olan peygambere iman etmeyi tavsiye etmiştir. Allah'ın varlığı ve birliğine inanan insanları putlardan uzak tutmaya ölümden sonra dirilmeye inanmaya davet eden ileri görüşlü bir insan olarak tanınmıştır. Son peygamberin geleceğini müjdelediği hutbesini aralarında Hz. Ebu Bekir'in de bulunduğu çok sayıda insan dinlemiştir. Ünlü hatip hakkındaki bilgiler daha çok tanınıp insanların arasında dolaşmasından itibaren başlar. Şair ve hatip nasihat maksadıyla aralarında Suriye ve Irak'ın da bulunduğu birçok bölgeyi dolaşarak insanlara nasihatlerde bulundu.
Bizans İmparatorluğuna da gittiği nakledilen Kus bin Saide'nin önemli bir dostluğa da vesile olduğu nakledilmektedir. Bu ülke ile kurduğu dostluk sayesinde kendileriyle muhtelif konularda sohbetlerde bulundu. Akıl ilim edep mal mülk ve mürüvvet konularına değinerek bu konulardaki düşüncelerini aktardı.
Cahiliye döneminde putlara tapmayan nadir insanlardan biri olan Kus, Hanifliler arasında ismi zikredilmekte olup, bu doğrultuda insanlara nasihatlerde bulunduğu bilinmektedir. Kus bin Saide; henüz peygamberlik gelmeden önce bir peygamberin geleceğini bazı hadiselerden edindiği izlenim ve keşif yoluyla öğrendi. Bu bilgiye Peygamber Efendimize (s.a.v) nübüvvetin nazil olmasından çok kısa bir süre önce ulaştı ve bunu insanlarla paylaştı.
Ukaz Panayırında toplanan ve çok kalabalık olan halk topluluğuna seslenerek, peygamberin geleceğini müjdeledi.Bu sırada Yüce Peygamberimiz de onu dinleyenler arasında idi. Ancak ünlü hatip bunun farkında değildi. Kısa bir süre sonra da peygamberlik nazil oldu vahiy gelmeye başladı. Ama müjdeci o sıralarda vefat etmişti.
Kızıl bir deve üzerinde meşhur hutbesini okuyan Kus bin Saide şunları beyan etmişti:
''Ey insanlar! Geliniz dinleyiniz belleyiniz ibret alınız. Yaşayan ölür. Ölen fenâ olur. Olacak olur. Yağmur yağar otlar biter. Çocuklar doğar analarının babalarının yerini tutar. Sonra hepsi mahvolup gider. Hadiselerin ardı arkası kesilmez. Hemen birbirini takib edip kovalar. Kulak veriniz dikkat ediniz! Gökte haber yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir ferş-i eyvân gökyüzü bir yüksek tavan. Yıldızlar yürür denizler durur...
''Yemin ederim Alla'ın indinde bir din vardır ki şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah'ın gelecek olan bir peygamberi vardır ki, gelmesi pek yakın oldu. Gölgesi başınız üstüne geldi. Ne mutlu o kimseye ki ona iman edip de o dahi ona hidayet eyleye.Vay ona isyan ve muhalefet eden bedbahta. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere!
''Ey İyad halkı! Hani dedeler nerede babalar hani hastalar ve ziyaretçileri? Nerede o bina kurup yükselten yaldızlayıp süsleyen Âd ve Semûd kavimleri? Hani mal hani evlat? Nerede o haddi aşıp azan mal toplayıp biriktiren hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine: ''Ben sizin tanrınızım!'' diyen, Firavun ile Nemrud? Onlar sizden daha zengin ve kuvvetli değil miydiler? Bu kara toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti dağıttı. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet yoluna gitmeyin. Her şey fanidir. Baki olan ancak Allah'tır ki mabud ancak O'dur. O'nun eşi benzeri ortagi yoktur. O dogmamiş ve dogurtulmamiştir. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Ölüm irmaginin girecek yerleri var ama çikacak yeri yoktur. Büyük küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Katiyetle anladim ki herkesin başina gelen benim de başima gelecek ben de ölecegim.''
Kus bin Saide'nin vefatından sonra kendi kabilesinin ileri gelenlerinden oluşan bir gurup, Carud bin Abdullah başkanlığında Medine'ye giderek, Müslüman oldular. Peygamber Efendimiz kendilerine Kus bin Saide'yi bilen olup olmadığını sordu. Carud; ''Ya Resulallah hepimiz biliriz ben daima onun izinden gidenlerdenim'' karşiligini verdi. Bunun üzerine meşhur hutbesinden bir kismini okuyarak kendilerine hatirlatti. Cahiliye döneminde ölümden sonra dirilmeye inanan ilk kişi oldugu da nakledilen Kus bin Saide Alla'ın varlığına inandığı gibi Arapları putlardan uzak tutmak için de büyük gayret gösterdi.
