11 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Abdullah Dehlevi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Seyyid Abdullah Dehlevi hazretleri, Hindistan'da yetişen, silsile-i aliyye denilen ''âlim ve velilerin 28.cisidir.''1745 de Hindistan'in Pencab şehrinde dogdu. 1824 te Delhi'de vefât etti. Kabri Şâhcihân câmii yakınındaki dergâhındadır.

Babası, Abdullatif efendi âlim, sâlih ve zâhid bir zat idi. Bir gün rüyâsında Hz. Ali ona: "Allah'ü Te'âlâ sana bir ogul ihsân edecek, o büyük bir zât olacak. Ona bizim ismimizi koyarsin." dedi

Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri de annesine rüyâsında; "Yakında dünyâya bir oğlun gelecek. Ona bizim ismimizi koyarsin." buyurdu. Resulullah efendimiz de evliyâdan bir zât olan amcasına rüyâsında, doğacak çocuğa Abdullah isminin verilmesini emretti. Çocuk doğduğunda, ismini babası, Ali, annesi Abdülkâdir, amcası Abdullah koydu. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, altı yaşına gelince, Hz. Ali'ye karşı sevgi ve edebinden kendisine Ali denmesini istemeyip Ali'nin hizmetçisi mânâsina gelen ''Gulam Ali'' dedi ve bu isimle tanındı.

Allah vergisi çok üstün bir zekâya sâhipti. Kur'an-ı kerimi kısa zamanda ezberledi. Dini ilimleri ve zamanının fen ilimlerini öğrendi.

Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin huzuruna varıp, kendisini talebeliğe kabul buyurmasını istedi. O da: "Sen hoşlandığon bir yere git. Bizim yolumuz, tuzsuz taşı yalamak gibidir." buyurdu. "Ben herşeye razıyım efendim." dedi. "Mübârek olsun." buyurup, talebeliğe kabul edildi. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, 15 yıl sohbetiyle şereflendi. Evliyâlıkta yüksek derecelere kavuşunca, mutlak icâzet alıp, halifesi oldu.

Abdullah-ı Dehlevi hazretleri buyurdu ki: ''Talebe, sâdık olan tâlip demektir. Allah'ü Te'âlâ'nın sevgisi ile ve O'nun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır. Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın hâldedır. Uykusu kaçar, göz yaşları dinmez. İşlediği günahlarından utanarak başını kaldıramaz. Her işinde Allah'tan korkar, titrer, Allah'ü Te'âlâ'nın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Her işinde sabreder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür. Her nefeste Allah'ını düşünür. Gaflet ile yaşamaz. Kimseyle münakaşa etmez. Bir kalbi incitmekten korkar. Kalbleri Allah'ü Te'âlâ'nın evi bilir. Eshâb-ı kirâm hakkında hayır konuşur ve isimleri anıldığında "radiyallahü.anhüm" der. Hepsinin iyi olduğunu söyler. Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında olan şeyleri konuşmamayı emir buyurdu. Sâlih müslüman, bunları konuşmaz, yazmaz ve okumaz. Böylece, o büyüklere karşı bir edepsizlikte bulunmaktan kendini korur. O büyükleri sevmek, Allah'ın Resulünü sevmenin alâmetidir. Kendi bilgisi, kendi görüşü ile evliyâ-yı kirâmı, birbirinden aşağı ve yukarı diye ayırmaz. Birinin, daha yüksek, daha üstün olduğu ancak âyet-i kerime, hadis-i şerif ve Sahabe-i kiramın sözbirliği ile anlaşılır. Muhabbet sarhoşluğu ile başka türlü söyleyenler mâzurdur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *