Yanlış fetvalar...
Müslüman olarak, hersene mübarek Ramazan ayını sabırsızlıkla bekleriz.
Her Ramazan ayında da bazı hoca efendiler, ellerine aldıklar mikrofonla halka vaz'lar ve fetva vermekte adeta yarış yapıyorlar. 14.08. 2010 Cmartesini pazara bağlayan gece bir TV.'de va'z ve fetvarına devam eden hocalardan birini tesadüfen dinledim. Hanımlar topluluğunu karşısına almış, sorulara fetva veriyor.
1. ''Bir kadın bir erkekle tokalaşırsa zina etmiş gibidir.''
Peygamberimiz böyle söylemiş.
Ben, bu hoca efendiye soruyorum, bana da fetva versin. Peygamber efendimizin böyle bir hadisini hangi hadis kitabından almış, veya okumuş..? Bende merak attim doğrusu.
2. Hz. Peygamber efendimizin söylemediği bir sözü, Peygamber böyle emrediyor, iftirasının cezasını biliyor mu? Hoca efendinin kalbi o kadar kararmış ki, iki dost aile tesadüfen karşılaştığın da veya müsafirliğe gittiği evin hanımı ile tokalaşırsa o kadın o gün zina etti sayılıyor.
3. Evlenen çiftlere de değinen hoca efendi, henüz birbirini yeni tanıyan kız ve erkek, birbirlerini iyi tanımaları için, bir odada oturarak konşabilir. Ancak, odanın kapısı açık olmalı. Kapalı olursa oda zina sayılır.
Hoca efendi devam ediyor...Evlenecek kişinin evleneceği hanıma bakmasına sakınca görmüyor. Erkek, evleneceği hanıma bakar. Bu hanım etlimi, zayıfmı, karagözlümü, ela gözlümü tabii evlenecek erkeğin bu durumlar da kadına bakması, seçmesi zina sayılmaz. Ve canım sıkıldı kanalı kapattım başka bir kanal izledim ama, hoca efendinin böyle fetvalarına da sıkılmadım desem yanlış olur.
Milyonlarca insanın izlediği bir kanalda böyle İslama uymayan konuşmalar, fetvaları dinlemek, beni üzdüğü gibi, bir çok izliyenide üzdüğünü zannediyorum. Benim hoca efendiden ricam; ''Bir bayanla bir erkeğin tokalaşması zina sayılır'' hadisini hangi kaynaktan aldığını açıklamasıdır.''
Ben şahsen yaşını başını almış hoca efendiden şöyle demesini beklerdim...''Yabancı, yani birbirlerine nikah düşen genç bayan ve erkeklerin mümkün olduğu kadar tokalaşma yerine hoş geldiniz'' diyerek, karşılaması kalbi daha fazla rahatlatır, deseydi eyvallah hoca efendi derdim.
Ekran ve dinleyicilerin karşısındaki oturuşu ble hoşuma gitmedi. İnsanlar, özelliklede bu gibi ulvi görevde bulunan hoca efendilerin biraz daha mütevazi olmasını isteriz.
FETVA VEREN KİŞİ YETKİLİ OLMALI...
Defalarca köşemde yazdım. Ünvanı rütbesi ilim seviyesi ne olursa olsun, fetva izinsiz verilmez. Versede, kabül değildir. O fetva ile amel edilmez.
Türkiye Cumhuriyetinin bir fetva makamı vardır. O'da Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Veya Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halkımıza fetva vermek üzere görevlendirdiği Müfti, va'izlerdir. Tv.lerde eline mikrofonu alanlar, durmadan fetva veriyorlar. Efendim, denize girmek orucu bozarmı? Sakız çiğneyenin orucu bozulurmu? Yağmur suyu ağzına kaçmış...vs.
Kardeşim, oruçlu kişinin sakızla ne işi var. Türk Milleti olarak, asırlardır oruç tutuyoruz. Orucu neyin bozduğunu neyin bozmadığını hala öğrenemedik mi?
ZİKİR...
Zikir; ''Cenab-ı Allah'ın şanını zikretmektir.'' O'nuda biz Resulullah'tan öğreniyoruz. Resulullah, nasıl namaz kılardı? Nasıl oruç tutardı? diğer ibadetleri nasıl tatbik derdi? Biz bunları kitap ve sünneti seniyeden öğrendik. Hz. Peygamber efendimizi zikrederken tef ve kaval mı çalmalıyız? İlahi ve kasideleri okurken, herzaman dinlediğimiz şarkı ve türkü makamlarına mı benzetmemiz lazım?
Bu yoldan daha fazla para kazanmak, halkın nazarında meşhur olmak için hangi makamlara uymalıyız...? düşüncesini bırakarak, Asrı Sadete şöyle bir dönelim ve Resulullah (S.A.V) ile Ashab-ı güzinin yaşantılarına ve onların ibadet şekillerinden örnekler alalım ve O'nun rızasına nail olalım diye düşünüyorum.
Adam ben ekranlarda milyonların karşısına çıkarak, halkı irşad ediyorum, meşhur oldum kuruntusu ile kendinizi helake götürmüş olursnuz
diye düşünüyorum.
