SEFALET İLE SAFAHAT YAN YANA
Dünya yeni bir krizi konuşuyor.
Amerika'nın bırakın ikinci dip yaşamasını hiç dipten çıkmadığı dünyaca ünlü ekonomistler tarafından dile getiriliyor.
İşsizlik sürekli artıyor, üretim ve tüketimde ciddi daralma yaşanıyor.
Kısacası Amerika günden güne eriyor.
Amerika'nın erimesi diğer ülkeleri de olumsuz etkiliyor.
Sadece Türkiye'yi etkilemiyor.
Gazeteler ve televizyonlar borsa için "Yeni bir rekor" sözcüğünü kullanmaktan artık bıktı.
Çünkü borsa her saat yeni bir rekor kırıyor.
Borsa endeksi kriz öncesinin çok üstüne çıktı.
Borsa yükseldi, peki Türkiye kriz öncesine döndü mü?
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a göre evet!
Merkez Bankası elbette verilere göre konuşuyor ve yorum yapıyor.
Bir de halkın verisi var!
Halkın verisi krizin halen devam ettiğini söylüyor.
1 kilo etin 40 liraya yakın bir fiyata satıldığı ülkede halk sefalet yaşıyor.
Bir ülkenin çalışan kesimin yüzde 70'i asgari ücretle çalışıyorsa o ülkede sefalet yaşanıyor demektir.
Türkiye'de açlık sınırı bin 900 lira sınırına yaklaştı ama ülkenin yüzde 70'i 650 lira ile geçinmeye çalışıyor.
Sonra Merkez Bankası Başkanı "krizden çıktık" diyor.
Nasıl çıkmışsak!
Hükümet ve Merkez Bankası neye dayanarak krizden çıktığımızı söylüyor?
Elbette ki borsaya göre.
Borsa yükseliyor ya!
İşte o Türkiye'nin krizden çıktığının en büyük işareti!
Tabii ki onlara göre!
Gelelim hükümetin en önemli göstergesi borsanın durumuna.
Borsa o kadar şişti ki artık zoraki gidiyor.
Bankaların fonları aracılığı ile yaptıkları alım artık borsayı zor sürüklüyor.
Fon yöneticileri dahi bu fiyatlardan hisse senedi almak istemiyorlar..
Borsa endeksinin yeniden 63 bin puandan 55 bin puanlara kadar gerilemesi konusunda bir gizli korku var.
Bu dile getirilmeyen bir korku.
Gelelim dövize!
Özellikle körfez ülkelerinden yaşanan para girişi döviz üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.
Borsadan ciddi bir para çıkışı olmadan dolar ve Euro da yükseliş beklemek biraz hayal olacaktır.
Altına gelince; o artık sözün bittiği yerde.
Uluslar arası spekülatörlerin yeni oyun arenası altın.
Özellikle dünya para piyasalarını elinde bulunduran Yahudi spekülatörler birkaç yıl önce altın ile Amerikan Borsasının rekor üstüne rekor kırmasını sağlamışlardı.
Buradan kazandıkları parayı petrole soktular.
Petrol 19 dolardan 100 dolara yaklaştı. Petrolden çıkan parayı şimdi altına soktular.
Altın ortada hiçbir şey yok iken yükseliyor.
Bu spekülatörlerin oyunu.
Amerika ve Rusya'nın hesabına geldiği için ses çıkartmıyorlar.
Zira bu iki ülkelerin kasaları ağzına kadar altın dolu.
Elbette bir noktada ülkeler satış yapmak isteyecektir.
İşte o zaman altının bittiği,
Ya da dünya para piyasalarının çöktüğü an olacaktır.
En önemli soru o an ne zaman olacak?
İddialara göre altının onsunun 1300 dolara yaklaşması özellikle Rusya'nın iştahını kabartıyor. Ve bu ülke her an satış yapabilir.
Bu sebeple altın trenine son durakta binen olmamakta yarar var.
Özetle;
Altından kaç,
Doları tut,
Borsaya uğrama.
