09 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Sila-i rahmi ihmal etmeyelim...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

AKRABA ve yakınları ziyaret etme, gönüllerini alma anlamında bir İslam ahlâkı terimidir.

İslam'da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir.

Halit b. Zeyd, Ebu Eyyüb el-Ensarî hazretlerinden rivayet edildiğine göre bir adâm Hz. Peygamber'e gelerek: Yâ Rasûlallah; ''beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?" dedi... Rasûlüllah şu cevabı verdi:

"Allah'a ibadet eder ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahm edersin" (Buharî).

Alimler sıla-i rahimde bulunmanın vacib olduğu görüşündedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakınlarla olan ilgisinin kesilmesi, büyük günâh sayılmıştır.Cenab-ı Allah, şöyle buyuruyor:

"Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının"

(en-Nisâ, 4/I);

"Onlar ki Allah'ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar; Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar...";

Fakat Allah'ın tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah'ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar, akrabalık bağlarını kesenler ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara"

(Ra'd, 13/21, 25).

Ayet ve hadislerde geçen "rahim" akraba sözünün hangi derecede akrabaları içine aldığı hususunda farklı görüşler vardır. Bazılarına göre; kendileriyle evlenilmesi haram olanlar; bazılarına göre; vârisler akraba sayılır.Bazı âlimler de, mahrem olsun olmasın, kişinin bütün yakınları akraba rahimdir, demişlerdir. Bu son görüş, toplumsal yardımlaşma bakımından daha kapsamlıdır.

Sıla-i rahmin birkaç derecesi vardır.

En aşağı derecesi akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımızda selâmlaşmayı, hal hâtır sormayı ihmâl etmemek; dâima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir.

Hasta ve yatalak bir kişiden akrabasını ziyâret etmesini istemek anlamsızdır. Fakir birisinden de başkalarına mâlî yardımda bulunmasını beklemek de yanlıştır. Yalnız zengin, hali vakti yerinde bir müslümanın, sadece ziyâret ve hal, hatır sormakla bu görevi yerine getirebileceği de söylenemez.Böyle zengin birisi için sıla-i rahim, yoksul akrabalarına elinden geldiğince malî destekte bulunmaktır. Bu destek ödünç para vermekle olabileceği gibi;

Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah'a arz olunur. Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz" (Ahmed b. Hanbel).

Yine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

" Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin"(Buharî).

Akrabalık, Arş'ta asılıdır. Der ki: ''Beni gözeteni Allah gözetsin; beni terk edeni Allah terk etsin" (Müslim)

"Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez" (Buhari)

"Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin" (Buhari)

"Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz" (Tirmizî).

"Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır"(Tirmizi).

Akrabalarımız, özellikle hala, teyze, amca, dayı, gibi yakınlarımız aileden sayılır. Onları kendi yakınlarımız bilerek davranışlarımızı ayarlamakta büyük faydalar vardır. Rasûlüllah (s.a.v): "Teyze, anne yerindedir" (Tirmizi) buyuruyor. Amca da baba yerindedir. Bu kadar yakın olan kişilere karşı yerine getirilmesi gereken bazı ahlâkî görevlerin bulunması tabiidir.Bu görevler arasında olan ziyaretlere özel bir yer ayrılmalıdır. Aşağıda anlatılacak genel ziyaret kurallarına uyarak yakınları, başta bayramlar olmak üzere, zaman zaman ziyâret etmek, mümkünse hediyeler götürmek güzel bir davranıştır. Yapılan ziyareti iâde etmek de gerekir. Müslümanı ziyarete gelene gitmemek aradaki bağların daha çabuk kopmasına sebep olmaktır.

Ziyaretler akrabalar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirir. Dargınlıkları sona erdirir. Sevinç ve üzüntülerin karşılıklı paylaşılmasına, sıkıntılara birlikte çareler aranmasına vesîle olur.

Sıla-i rahim konusunda dikkat edilecek hususlârdan biri de şudur: ''İyilik, karşılık bekleyerek yapılmamalı, sadece görüp gözeten yakınlara karşı sıla-i rahimde bulunulmamalı; aksine, unutan, akrabalık bağlarını koparanlara karşı da bu görev yerine getirilmelidir.

Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:

"İyiliğe benzeri ile karşılık veren kişi, tam anlamıyla akrabasını görüp gözetmiş olmaz. Hakiki sıla, kişinin kendisi ile ilgiyi kesenleri görüp gözetmesidir" (Buharî). 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *