Ayrışan Toplum
AKP iktidarının bilinçsiz "ETNİK" söylemleri,
BDP"nin "BİLİNÇLİ" Kürtçülük siyaseti,
Bizi bir noktaya getirdi.
Bunun adına;
"Toplumsal ayrışma "diyebiliriz.
Teşhis bu.
Varılan noktayı şöyle bir gözden geçirirsek,
Lazlar kendi dillerinde eğitim istiyor,
Kürtler kendi dillerinde eğitim istiyor,
Keldaniler kendi dillerinde eğitim istiyor,
Süryaniler bile çift dilli uygulamayı başlattılar.
Yani, üzüm üzüme baka baka kararır misali,
Herkes "ANA DİLDE" eğitim istiyor.
AKP"nin ileri demokrasi dediği bu olsa gerek.
Herkes farklı dillerde konuşacak,
Sonuçta birbirini anlamayan bir toplum oluşacak.
Bunun adına da demokrasi diyeceğiz.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir durum.
En son örneği ise Belçika,
Onlar da birbirinin dilinden anlamayınca çareyi ikiyi ayrılmakta buldular.
Sadede gelirsek…
Çarşı, pazarda,
Yolda, otobüste artık konuşulan ortak söylem,
"NERELİSİN ?" sorusu.
Bu soru yavaşa yavaş toplumumuzun iliklerine işlemeye başladı.
Geçen köydeydim,
Silivri'nin Çanta Köyünde.
Abim;
"Bizim burada da Kürt"ler var" dedi.
Son açıklamalardan sonra köylüler onları sevmemeye başladı.
Bahsettiği "Erzurum"dan gelen Dadaşların oturduğu bir mahalleydi.
Yani toplumsal ayrışma artık,
Kökene bile bakmıyor,
Doğuluysan, yeter;
"Ayrılıkçısın".
BDP aslında, kanlı katil, APO"nun talimatlarını,
Yol haritasını uyguluyor.
En büyük nifak tohumu onlarda.
Onların bu politikaları sayesinde bakın ne hale geldik;
Batıda ki insan artık "KÜRT" dediğinizde duruyor.
Tedirgin oluyor.
Kız istemeye mi?
Gittiniz.
İlk sorulan soru;
"Nerelisin?".
Doğuluysan, kızı alman zor.
İşin ne kadar iyi olursa olsun,
Ne kadar vatansever, ne kadar düzgün biri olursan ol, fark etmez.
Ev mi? Kiralayacaksın!
Zor dostum zor.
Adam kirayı söylemeden, memleketini soruyor.
"Nerelisin?"
KÜRT olduğunu söylersen,
Hele hele Diyarbakırlı olduğunu söylersen,
O evi kiralaman biraz zor.
Bunun bir benzeri artık semt pazarlarında yaşanmaya başlandı.
İnsanlar doğu şiveli pazarcıların yanına bile yaklaşmıyor.
Memleketini sorup, aylışverişi öyle yapmaya başladılar.
Pazar esnafı bile ayrışmaya başladı,
Doğulu ile batılı artık birbirine soğuk.
Esnaf yanında bir Batman"lı pazarcının olmasını istemiyor.
Ayrışmayı bu "SOMUT" örneklerin dışında,
Yaşamanı her alanında görmeniz mümkün.
Araba alırken,
Bakkaldan alışveriş yaparken,
Arsa alırken,
Satarken.
İlk sorulan soru;
"NERELİSİN".
İyi bir şey mi?
Asla.
Ama bizi bu hale getirenler utansın.
Temcit pilavı gibi her üç kelimesinden biri,
Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez, Süryani, Keldani olan bir Başbakan,
"Güzel şeyler olacak" diyerek, bölücülere kapı aralayan bir Cumhurbaşkanı,
Diyarbakır"da çift dilli yaşamanı her türlü uygulamasını b gördüğü halde,
Görmezden gelen bir "LİDER".
Ve varılan nokta.
Barış ve de demokrasi Partisi istediğini almıştır.
Bölücülük yaparak,
Hasta bir adamın,
Bir eli kanlı teröristin "UTOPİK" düşüncelerini uygulamaya sokarak istediğini yapmış,
Türkiye"yi zihinsel anlamda bölmenin eşiğine getirmiştir.
İktidar Partisinin "İleri Demokrasi" söylemleri de bunun tuzu biberi olmuştur.
Şimdi toplumsal yapının çökeceği son noktaya geliyoruz…
Oluşan travma insanları;
"Herkes memleketine " gitsin noktasına getirmiştir.
Binlerce, TÜRK_KÜRT evliliği olduğunu düşünürsek, bu aileleri ne yapacağız?
Batıda kendine yaşam kuran,
Türkiye"nin her yerine dağılan binlerce vatansever KÜRT insanı ne yapacağız?
BDP bu soruların cevabını biliyor mu? Acaba!
Siyaset sadece oy için yapılmaz.
Siyasetin bazı erdemleri de vardır.
Ortak vatan, piyon olmama, ülkeni sevme, gibi.
Anlaşılan bazılarının bundan haberi yok galiba!
Tek hedef "KÜRT DEVLETİNİ" kuralım,
Bunu halka "TATLI TATLI anlatalım.
Yemezler canım!
