SİYASETÇİ OVAYA İNİYOR
Görünen o ki,
Artık seçim sathına girdik.
Politikacıları daha sık,
Ve daha sevecen olarak görmeye başlayacağız.
Bu da vatandaşın dertlerini anlatması,
Sıkıntılarını siyasetçilere iletmesi için daha çok imkânlar doğuracak.
Özetle yaklaşan seçimle,
Siyasetçiler artık yavaş yavaş meydanlara inmeye başlayacaklar.
Bunun ilk belirtisi Meral Akşener'den geldi.
MHP"nin ağır topu, Asena'sı Akşener; "Kahvaltı bahane, muhabbet şahane" türünde bir toplantı ile gönül dostlarını bir araya getirdi.
Yer Büyükçekmece "de Paşa restoran.
Dostlar sofrası kurulmuş.
Önümüze gelen peynir çeşitleri arasında seçme yapmaya
Çalışıyoruz.
Bağcılar İlçe Başkanı Ali Erdemir, İzmir tulumunu tercih ediyor.
Tavsiye de ediyor, hemşerisi, aday olma hazırlığı yapan,
Gümrük Muhafaza Başmüdürü, Hami Arıcı"ya.
Güngören İlçe Başkanı Gülahmet Soylu"nun kahvaltı masası ile pek alakası yok.
Onun cep telefonu ile sarsılmaz bir birlikteliği var.
Sabahın köründe birileri arıyor,
O da cevap veriyor.
En sakini de Avcılar İlçe Başkanı,
Usul usul ortalığı kesiyor.
Ortam böyle.
Bendeniz ise bir taraftan kahvaltı tabağını ful doldururken,
Bu sesiz bekleyişimiz,
Çatal seslerinin iştah kabartan şıkırtısı,
Akşener'in gür sesi ile kesildi.
Meclis Başkan Yardımcısı mikrofonu eline almıştı.
Güzel şeyler söylüyordu.
Vatandaşın duyması,
Değerlendirmesi,
Fikir sahibi olup oyunu boşa gitmeyecek şekilde kullanması için.
Akşener'in ilk lafı;
"TÜRK'ü tek geçerim" oldu.
Bu söz gönlümüzü çalıp, bizi onurlandırdı.
TÜRK kelimesinin unutulduğu bir iktidar zamanında,
Bir Türk Asena'sının ortaya çıkıp her üç lafından birinde,
Türklüğümüzü anlatması dünyanın en güzel şeyiydi.
Bu bize Ali Erdemir"in ,
Tokat Kebabı borcunu,
Hami Harıcı'nın " TOKAT PEKMEZİ" sözünü,
Hatta Gülahmet Soylu'nun "Lâdik 76'yı" anlatmasını bile unutturdu.
Çünkü Akşener gürlüyordu.
Belli ki iktidarın icraatlarından tüm Türk Milliyetçilerinde olduğu gibi o da memnun değildi.
Başbakan'ın "BEN" egosunun ülkeye zarar verdiğini,
Ve her icraatının cumhuriyete karşı şüphelerle dolu olduğunu anlatan Akşener,
En büyük sıkıntının cari açıkta olduğunu saptadı.
Yani Türkiye kazandığından çok harcıyordu.
Haklıydı da…
Cumhuriyet döneminde "SIFIR" dış borç,
AKP iktidara geldiğinde 216 milyar dolar dış borç,
Sekiz sene sonunda 550 milyar dolar dış borç.
Bu veriler,
Kendini çok başarılı addeden bir hükümetin verileri.
Daha da ötesi,
AKP iktidara geldiğinde 6 olan dolar milyarderi sayısı,
Şimdilerde 36 olmuş.
Kaçı partiye yakın bilmiyoruz.
Ama birileri amuduyla götürmüş belli.
Bunlar MHP'nin "CABBAR" kızının "İCRAATİN İÇİNDEN" olan,
AKP aydınlatmaları.
Şarkı gibi;
"Daha daha neleri var!
Ben bilirim ben bilirim".
Akşener,
Derin bir milletvekili,
Siyaseti ve de bilgisini çok iyi kullanıyor.
Konuşunca da kendisini dinletiyor.
Erkek egemen bir toplulukta bir bayanın kendini bu kadar dikkatli dinletmesi,
Az rastlanır türden.
Siyasi ortama da giriyor;
"Etnik tarif yaparsan,
Çözüm siyasidir.
Sana, açılımın içini doldur derler".
Dolduramasan,
Kendini de ülkeni de sıkıntıya sokarsın.
Ve İmralı…
Devlet mi görüşüyor?
AKP mi?
Eh onu da anlatmaya pek gerek yok.
"İmralı Halkla İlişkiler Cezaevi Müdürlüğü",
Dağıtım,
Öcalan .
AKP'e selam,
Uyuyan vatandaşımıza son "KELAM".
