AKP"NİN BİR BANKASI OLDU
Dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Merkez Bankası Başkanı Mehmet Durmuş için;
" O kadar bağımsız ki, bizi yolda bile görse selam vermiyor" diyerek espri yapmıştı.
Merkez Bankası özerk bir kurum.
Tüm kararları hükümetin iradesi dışı alınıyor.
Bu imaj Merkez Bankası için Başbakan'ın Lübnan gezisine kadar vardı.
Başbakan Tayip Erdoğan bu gezide ilginç bir açıklama yaptı.
Yeri ve zamanı olmamasına rağmen Tayip Erdoğan sıcak paraya çattı.
Oysa Türkiye'yi yıllardır finanse eden cari açıktı.
Sıcak para olmasa Türkiye 1 satıp 3 ithal ettiği bir yaşam politikasını nasıl sürdürebilir di?
Ancak başbakan sıcak paraya dur deme zamanı geldiğini söyledi.
Aradan bir ay geçti ve Merkez Bankası dünyanın yüksek faiz trendine girdiği bir ortamda önceki gün ilginç bir karara imza attı.
Merkez faiz indirdi.
Piyasa şoka girdi.
Tabii ki bu şok, şaşkınlık değil, sistemin tıkanmasından kaynaklanıyor.
Borsa sert düştü, döviz yine sert yükselişe girdi.
Daha bir gün öncesine kadar Merkez Bankası'nın alacağı en kötü kararı faizleri değiştirmemesi olacağını yorumlayan ekonomistler kötünün kötüsü faiz indirimi karşısında "Merkez ne yapıyor?"demekle yetindiler.
Analistler tüm hesapları yeniden yaptı.
Şu ana kadar işin içinden çıkamıyorlar.
Gerçek enflasyonun yüzde 10'un üzerinde olduğu bir ülkede faizlerin yüzde 6'nın çok altına çekilmesi ne kadar gerçekçi olabilir?
Bunun etkileri elbette piyasada görülecektir.
Peki bağımsız(?) Merkez Bankası'nın aldığı faiz indirme kararı ne tür bir sonuca neden olabilir?
Türkiye'den hızlı bir fon çıkışına neden olur:
Türkiye son 20 yıldır cari açığını hep bu sıcak para ile karşıladı.
Bu da özellikle AKP'nin sıcak para politikası ile döviz üzerinde büyük baskı uyguladı. Türkiye 2003 yılından bu yana adeta sahte bir bahar yaşıyor.
Yerli üretim pahalı ithal ürünler ucuz.
Durum böyle olunca sırf cari açık finanse olsun diye yerli üretici perişan oldu.
Şimdi faizlerin cazip olmamasından dolayı Türkiye'den hızlı bir fon çıkışı olabilir.
Bu da dövizin yükselmesine ve ithal malların pahalanmasına neden olur.
Peki, bu durum yerli üretici için faydalı olur mu?
Kısmen olur ama hammadde de dışa bağımlılığımızdan dolayı maliyet artar.
Bir başka olumsuzluk ise Türkiye'nin petrolü dolar ile ithal etmesinden dolayı yakıt fiyatları hızla yükselir.
Yakıt fiyatlarının yükselmesi tüm maliyetleri arttırır.
Türkiye Merkez Bankası'nın bu kararı ile yeni bir döneme girmiştir.
Ekonomistler bu dönem için karamsar.
Gereksiz bir zamanda gereksiz bir hamle olarak adlandırılan faiz indirimi en çok yine dar gelirli fakir fukarayı olumsuz etkileyecektir.
Olaya birde piyasa açısından bakmak lazım.
Piyasa bu faiz oranlarını kabul edecek mi?
Önceki gün Merkez Bankası'nın indirim kararından sonra ikinci el olarak adlandırılan piyasada faizlerin inmediği tam tersi yükseldiği görüldü.
Zira özellikle yurt dışından düşük oranla kredi alıp Türkiye gibi ülkelerde tahvil alan fonların çıkışına neden oldu.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz bir süre önce bu para miktarının 7-8 milyar dolar civarında olduğunu söylemişti.
Olası bir döviz çıkışında Türkiye oldukça sancılı bir dönem yaşayacaktır.
8-10 milyar doların Türkiye gibi bir ülkeden çıkışı hiçte öyle tatlı tatlı olmayacaktır.
Özetle Merkez Bankası ilginç bir karara imza attı.
Bedelini olumlu ya da olumsuz 70 milyon Türk halkı ödeyecektir!
Burada bizim söylemeğimiz tek cümle var;
"Siyasetçiler, lütfen ellerinizi Merkez Bankasının üzerinden çekin".
