Kardeşine beddua etme...
Peygamber efendimiz, diğer bazı Peygamberler gibi kavimlerine genel bir beddua etmemiş ama, muayyen günahları işleyenleri lanetlemiştir. ''Lutilere Allah lanet etsin!'' (Beyheki)
''Paraya tapana lanet olsun!'' (Tirmizi)
''Bid'at çıkarana lanet olsun.''
(Dare Kutni).
''Eshabıma sövene lanet olsun.'' (Hakim)
''Doğruyu bildiği halde susana lanet olsun''(Deylemi).
Ayrıca isim söyleyerek beddua ettikleri de vardır.
Bir tanesi şöyledir:
''Ebu Leheb'in oğlu Uteybe, Tebbet suresi gelince, Resulullah efendimize hakaret etti. Efendimiz, çok üzülüp, Ya Rabbi, buna bir canavar musallat et dedi. Ebu Leheb'in oğlu Uteybe Şam'a giderken, bir gece, bir aslan gelip uyuyan arkadaşlarini koklayip birakti. Sira Uteybe'ye gelince o'nu parçaladı.'' (Mirat-i kâinat)
Mekke'nin fethinde, Resulullah efendimiz herkesi affetti.
Yalnız on kişinin isimlerini söyleyip, Bunları görünce; ''hemen öldürün'' buyurdu.Bu on kişiden biri olan, ''Vahşi bin Harb, Mekke'den uzaklara kaçtı.'' Daha sonra pişman olup, Medine'de mescide gelip, ''Ya Resulallah, bir kimse Allah'a ve Resulüne düşmanlik yapsa, en kötü, en çirkin günah işlese, sonra pişman olup iman etse, bunun cezası nedir?'' dedi. Efendimiz, ''Pişman olup iman eden affolur, bizim kardeşimiz olur'' buyurdu. ''Ya Resulallah, iman ettim, pişman oldum. Ben Vahşi'yim'' dedi. Efendimiz, Vahşi adini işitince, sevgili amcasi Hazret-i Hamza'nın parçalanmış hâli gözü önüne geldi.
Ağlamaya başlayıp; ''Git, seni gözüm görmesin'' buyurdu. Vahşi, öldürüleceğini anlayıp dışarı çıkarken Cebrail aleyhisselam gelip, ''Ey Habibim, bütün ömrünü puta tapmakla, kullarımı bana düşman etmeye uğraşmakla geçiren bir kâfir, bir kelime-i tevhid okuyunca, ben onu affediyorum. Sen, amcanı öldürdü diye Vahşi'yi niçin affetmiyorsun? O pişman oldu. Şimdi sana inandi.Ben affettim. Sen de affet'' mealindeki ilahi emri bildirdi.
Herkes, öldürün emrini bekliyordu. Efendimiz, ''Kardeşinizi çagiriniz'' buyurdu. Kardeş sözünü işitince, saygi ile çagirdilar. Efendimiz, affoldugu müjdesini verip; ''Fakat, seni görünce dayanamiyor, üzülüyorum. Bana görünme'' buyurdu. Vahşi, Resulullahi üzmemek için, bir daha yanina gelmedi. Mahcup, başi önünde yaşadi. (Kurtubi, Süyuti, Taberi)
''Tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin günahlarini sevaplara çeviririm. Allah çok affedici ve çok esirgeyicidir.'' (Furkan, 70)
Bu âyet-i kerime Hazret-i Vahşi için indi. (Hadika)
***
Birine beddua için, Seni Allah'a havale ediyorum demek...
İbni Mesud hazretleri anlatır:
Ebu Cehil ve arkadaşları, Resulullah Kâbe'nin yanında namazda secdede iken, üstüne deve işkembesi attılar. Resulullah, namazını tamamlayınca, yüksek sesle; ''Allah'ım, Ebu Cehil'i, Ukbe bin Rebia'yı, Şeybe bin Rebia'yı, Velid bin Utbe'yi, Ümeyye bin Halef'i, Ukbe bin Muayt'ı sana havale ediyorum'' buyurdu.
Bedir savaşında, Resulullahın ismen zikrettiği bu kimselerin, hepsinin yere serilmiş cesetlerini gördüm. (Buhari ve Müslim)
Allaha havale ediyorum sözü;
''senin yaptığın bu kötülüğe karşı sabrediyorum, buna karşılık vermiyorum, yaptığının cezası ne ise, Allah'ü Te'âlâ versin'' anlamınadır.
Dua:
Şu dört dua reddolmaz:
''Din kardeşinin gıyabında yapılan dua, iyileşinceye kadar hastanın, dönünceye kadar hacca ve cihada gidenin duası.'' (Deylemi)
''Ana babanın çocuğuna ve mazlumun zalime olan bedduaları reddedilmez.''(Tirmizi)
