Hakim İbn-i Hazam...
Tarih onun; ''Kâ'be-i Muaz'zama'nın içinde doğan tek kişi olduğunu'' kaydetmektedir...
Hakîm'in annesi akram, bazı kadınlarla birlikte, oyalanmak için Kâ'be'nin içine girmişti.
O gün Kâ'be açıktı. Annesi de o sırada hamile idi. Kâ'be'nin içindeyken ansızın doğum sancısı geldi ve oradan çıkamadı.
O'na doğumlarda kullanılan deri bir örtü getirildi ve çocuğu o'nun üzerine doğurdu...
Bu doğan çocuk; Hakîm İbn. Hazam İbn. Huveylid idi,
O, Mü'minlerin annesi Hatîce Bint. Huveylid hanımefendinin de erkek kardeşinin oğlu idi.
Hakîm İbn. Hazam; soylu, mevkisi yüksek ve zengin bir aile içinde büyümüştür.
O, akıllı, şerefli ve faziletli birisiydi. Kavmi onu başkanlığa getirmiş, ona ''rifade'' yani; Cahiliyye devrinde, Kabe'yi ziyarete gelen fakir hacılara yardım etmek, görevini vermişti.
Hakîm, Efendimize vahi gelmezden önce de Rasûlüllah'ın dostuydu.
Efendimiz'den beş yaş büyük olmasına rağmen, onunla arkadaşlık, sohbet etmekten hoşlanırdı.
Rasûlüllah'da onun sevgisine sevgiyle, dostluğuna da dostlukla karşılık verirdi.
Daha sonra akraba oldular ve aralarındaki bağ daha da kuvvetlendi. Bu da; Rasûlüllah, onun halası Hatîce Bint Huveyİid'le evlendiğinde olmuştu.
Rasûlüllah'a peygamberlik gelmesinin üzerinden 20 yıldan fazla geçtiği halde, ancak, Mekke'nin fethedildiği gün müslüman olduğu rivayet olunur.
İslâm'a girip imanın tadını alınca, ömründen Allah'a ortak koşarak ve Peygamber'ini yalanlıyarak geçirdiği her ana pişmanlık duymaya başladı.
Oğlu, onu müslüman olduk'tan sonra ağlarken gördü ve sordu :
''Seni ağlatan nedir baba?''
Oğlum! Beni ağlatan birçok şey var. Birincisi : Müslüman olmakta geç kalmamdır.
Bedir ve Uhud harplerinde Allah beni kurtarmıştı. O zaman kendi kendime şöyle dedim :
Bundan sonra, ''Rasûlüllah'a karşı Kureyş'e yardım et-miyeceğim ve Mekke'den çıkmayacağım''. Ama kısa bir süre sonra Kureyş'in zaferine ben de iştirak ettim. Her müslüman olmaya niyetlenişimde halâ cahilîyye adetleriyie hareket eden yaşlı ve itibarlı erkeklerden sağ kalanlara bakıp onları örnek alıyor ve onlar gibi hareket ediyordum.''
Keşke böyle yapmasaydım...
''Bizi, atalarımıza ve büyüklerimize uymak mahvetti.
İşte ben niçin ağlamayayım oğlum?''
İslâm ona nasıl kapalı kalırdı.?
Rasûlullah, onun ve onun gibi bazı kimselerin Allah'ın dinine girmede acele etmelerini istiyordu.
Mekke'nin fethinden önceki gece, Rasûlüllah, ashabına şöyle demişti :
''Mekke'de müşrik olarak kalmalarına razı olmadığım ve İslâm'a girmelerini arzu ettiğim dört kişi var''.
Onlar kimlerdir ya Rasûlellah denildi?.
Bunlar; ''Attab İbn-i Useyd, Cubeyr İbn-i Mut'im, Hakîm İbn-i Hazam ve Süheyl İbn-i Amr'dır''.
Allah'ın lûtfuyla, bunların hepsi müslüman olmuşlardır.
Rasûlullah Mekke'ye girdiğinde Hakîm İbn-i Hazam'a lû-tufta bulunup şöyle seslenilmesini! emretmiştir :
''Kim, tek ve ortağı olmayan Allah'tan başka Allah olmadığına, Muhammed'in o'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederse, emniyettedir...''
''Kim Kabe'de oturup silâhını bırakırsa, emniyettedir.Kim kapısını kapar, evinde oturursa, emniyettedir...Kim Ebu Sufyan'ın evine girerse, emniyettedir...Kim Hakîm İbn-i Hazam'ın evine girerse, emniyettedir''.
Hakîm İbn-i Hazam müslüman olduktan sonra, Hacc'a gitti.Yüz deveyi de yanında götürdü ve onların hepsini Allah'a yaklaşmak için kesti...
Bir başka Hacc'ında, Arafat'da durdu. Yanında yüz köle vardı. Her birinin boynunda gümüş birer halka vardı. Halkaların üzerine şöyle yazdırmıştı :
''Bunlar, Hakîm İbn-i Hazam tarafından Allah rızası için azâd edilmişlerdir''.
Sonra "hepsini azad etti...''
Üçüncü haccında bin koyun götürüp, Mina'da kurban ederek, Etlerini Allah rızası için yoksul müslümanlar'a dağıttı.
Halifeliği zamanında Ebu Bekr, onu birkaç defa Beytu'l-mal'den verilen maaşını alması için çağırttı ama o almamakta direndi.
Halifelik Faruk'a geçtiğinde, maaşını alması için çağırttı ama, ondan da birşey almamakta ısrar etti.
Hz. Ömer halkın içinde ayağa kalkıp şöyle dedi :
''Sizler şahit olun ey müslümanlar! Ben Hakîm'i maaşını almaya çağırıyorum ama, o almamakta ısrar ediyor''.
Böylece Hakîm, ölünceye kadar kimseden birşey almamış oldu..
(El-Mile! ve n-nihal, 1/27).
