14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Medine'yi Ağlatan Ezan...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Peygamberimizin vefâtından sonra Bilâl-i Habeşî, ayrılık acısına tahammül edemez olmuş, Peygamberimizin (s.a.v) vefatından sonra bir daha ezan okumamıştır.Resûlullah (sav)'e olan muhabbetiyle her gün yanıp, tütüyor gözyaşı döküyordu.

Sonra da Medine'de kalmaya tahammül edemediği için Şam'a hicret kararı verdi. Hz.Ebû Bekir,

kalmasını arzu edince; ''Yâ Ebâ Bekir sen beni âzad etmemiş miydin, eğer kendin için âzad etmişsen

kalayım, Allah için âzad etmişsen müsaade et gideyim'' dedi. Hz. Ebû Bekir, istediğin yere gidebilirsin

diyerek, müsâade etti. Böylece Şam'a gidip orada yerleşti. Hz. Ebû Bekir devrinde orada yapılan savaşlara katılıp cihad etti. Hz. Ebû Bekir'in vefâtından sonra da Şam'da kalıp, Hz Ömer'in Şam taraflarında

yaptığı savaşlara katıldı. Hicretin onaltıncı senesinde, Hz. Ömer ordusuyla Şam'a gelmişti Bilâl-i Habeşî de orduya katılıp Kudüs'e gitmişti. Burada Hz. Ömer, Peygamberimizin vefâtından beri ezan okumayan Bilâl-i Habeşî'ye ezan okumasını rica etmişti. Hz. Ömer'in ısrarına dayanamayıp ezan okumaya başlamıştı.

ASHABIN GÖZYAŞI:

O ezan okumaya başlar başlamaz, Hz. Ömer ve orada bulunan Ashâb-ı kirâm, Peygamberimizin

(sav) zamanını hatırladılar. Hepsi kendinden geçmiş, gözyaşı döküp ağlamışlardır.

Bilâl-i Habeşî Şam'da bir müddet kaldıktan sonra bir gece rüyasında Peygamber efendimizi görmüştü. Peygamberimiz; ''Beni ziyâret etmeyecek misin Yâ Bilâl'' buyurmuştur. Bunun üzerine

hemen Medine yoluna düştü. Medine-i münevvere'ye; gelince doğruca Peygamberimizin kabr-i şerîfine gidip, Ravda-i mutahharaya yüzünü, gözünü sürerek ziyâret etti. Resûlullah ile geçirdiği günleri hatırlayıp, hasret ve muhabbet gözyaşları dökerek uzun müddet ağladı. Bu sırada Peygamber efendimizin

torunları Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin o'nu görüp boynuna sarılmışlardı. Bilâl-i Habeşî'nin Medine'ye

bu gelişinde Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin bir ezan okuması için çok israr etmişlerdi. Bilâl-i Habeşî bu

israra dayanamayarak, bir gün sabah namazı vaktinde ezan okumaya başlamıştı. Peygamberimizin mescidinden Bilâl-i Habeşî'nin sesiyle yükselen ezanı duyan Ashâb-ı kirâm, yerlerinden fırlayıp, kadın, erkek, çoluk, çocuk hep sokaklara dökülmüşlerdi. Hepsi Resûlullah ile yaşadıkları

sa'âdetli günleri, Bilâl-i Habeşî'nin okuduğu ezan sedalarıyla hatırlayıp ağlaşmışlardı. Fakat Bilâl-i Habeşî

ezanda ''Eşhedü enne Muhammeden resûlullah'' derken, Peygamber efendimizin mübârek

ismi geçince, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ezanı tamamlamak için kendini zorladı, gene gözyaşlarını tutamadı.Böylece ağlaya ağlaya ezanı bitirdi. O gün Eshâb-ı kirâm sanki Resûlullah'ın

bulunduğu günlerden bir gün yaşadı. Peygamberimize olan hasretleri ve derin muhabbetleriyle

ağlaşarak, o günleri yâd ettiler.Bu ezan Bilâl-i Habeşî'nin okuduğu son ezan oldu. Birkaç gün Medine'de

kaldıktan sonra Şam'a döndü. Fakat yolda çok hastalanıp evine güçlükle varabildi. Bu hastalıkla ömrünün

son günlerini geçirdi ve Şamda vefât etti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *