16 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kurt boğan...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Amasya İstason mahallesinde medfun Şeyh Hamza Hazretleri... O'nun, Dünya tarihinde bir devir açan Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in hocası Akşemseddin'in babası oluşu dışında, halk arasında anılmakta olduğu lakabını vefatından sonra aldığı da söylenebilir. Şeyhin vefat ettiği günün gecesi bir kurt gelip kabrini açar. Yeni mezarları bularak ölüyü kabrinden çıkarıp parçalayan bu kurt, bölgeye musallat olmuştur. Ertesi gün kabri ziyarete gelenler kurdun ölüsü ile karşılaşır. Şeyh Hamza Hazretlerinin eli de mezarın dışındadır. Hal sahibi bir zat şunları söyler. "Kurt değdiği için elin yıkanması gerekir." El derhal yıkanır ve kabirden içeri çekildiği görülür. Bu olaydan sonra Şeyh Hamza Hazretleri ''KURTBOĞAN'' lakabıyla anılmaktadır. Oğlu Mehmed Şemseddin'in İstanbul'un fethi sırasında Ebu Eyyub el Ensari'nin kabrini bularak ordunun maneviyatını yükselttiğini, 1460'da Göynük'te vefat ettiğini, Fatih Sultan Mehmed'in 1464'te o'nun adına türbe yaptırmıştır.

Akşemseddin, babasının nasıl bir Hakk aşığı olduğunu şu şekilde anlatmaktadır: "Biz oniki kardeş idik. Babam bir gün, hepimizi biraraya toplayarak yüzümüze uzun uzun bakıp hamdetti. Biz zandediyorduk ki, Cenab-ı Hakk'a bizleri kendisine ihsan ettiği için hamdetmektedir. Lakin babamın dervişlerinden Nur-ül Hüda kendisine; "Ben senin neden hamdettiğini biliyorum", dedi. Babam "Neden?", diye sorunca "Şuna hamdediyorsun ki, Cenab-ı Hakk, sana on iki evlad verdiği halde hiçbirisinin muhabbeti, kalbini Cenab-ı Hakk'dan ayıramamıştır." cevabını vermişti.

Şeyh Hamzanın kerametleri:

O tıpkı diğer evliyalar gibi, her zaman savaşlarda askerimizin yanındadır.Kore Harbinde ve Kıbrıs Barış Harekatında da moral desteği oluduğu söylenir. Amasya'da bir Ali Amca vardır ki, anlattıklarına inanmanız için sizi hiç zorlamaz. Gözlerini iri iri açarak; "Bak hoca", der. İster inan, ister inanma. Kıbrıs Savaşı'ndan sonra buraya gelip bana Kurtboğan'ı sordular. Savaşta en iyilerdenmiş. Attığını vurur, hep en önde savaşırmış. Namazını da hiç kaçırmazmış. Barış olunca kendisiyle buluşmak isteyen arkadaşına, "Amasya'da kime sorsan beni bilir, sana yerimi gösterir. Ben Kurtboğan'ı arıyorum de yeter", demiş. O da kalkıp savaştan sonra Amasya'ya gelmiş. Burayı tarif etmişler. Adam türbeye baktı, baktı, ağlaya ağlaya iki rekat namaz kılıp dualar okudu gitti. Üstelik ben bu mübareğin Kore savaşından sonra da ziyaretine gelen cephe arkadaşları olduğunu büyüklerimden dinlemiştim." Diye ilave eder.

Bir tasavvuf klasiği olan Avârifü'l-maârif adlı eserin sahibi Şehâbeddin Sühreverdi'nin torunlarından Şeyh Hamza'nın silsilesinin Hz.Ebu Bekir (r.a)'e kadar dayandığı ileri sürülür. Onun Amasya'ya gelmiş olduğu 1397'lerde şehrin müftüsü Şücaeddin İlyas ile tanışmış olması kuvvetle muhtemeldir.1402-1406 arasındaki yıllarda Şirvan'da bulunmuş olan Şücaeddin İlyas'ın dönüşüyle Amasya'ya Halveti tarikatını getirdiği görülecektir. O'nun önce en yakın müridi sonra da ilk halifesi olan Şerafeddin Hamza'nın 1415'te vefat ettiği anlaşılıyor. Oğlu Akşemseddin'in bu sıralarda 25 yaşlarında Osmancık'ta bu gün kendi adıyla anılan kale altındaki medresede ders vermekte olduğu muhakkaktır.

Mübarek kabri, bu gün İstasyon Mahallesinde, İstasyon Parkı'nın köşesinde yer alan mescidin ortasında bulunur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *