Başkaldırı Hesapları
Bir yazı yazdım;
"Bize de sıçrayabilir mi?"diye.
Emarelerini görmeye başladık.
Belli ki dünyada olanlar, birilerinin iştahını kabartıyor.
Aslında Türkiye"de "DİKTATÖRLÜK" YOK.
Despotizm de yok.
Ama başka bir şey var.
İhanet var,
Arkadan vurma var,
Bölücülüğün ise her türlüsü var.
BDP" sinden,
Entel aydınına,
TUSİAD"ın son açıklamalarından,
Yanlı medyasına.
Açılımından, ekran bölücülüğüne kadar,
Herkes bir ata oynuyor.
Gelin şu "SİVİL İTİATSİZLİK" nedir?
Onu biraz irdeleyelim.
Bu kavramın babası Amerikalı yazar Henry Davit"tir.
Yapılacakları "AKTİVİZM" eylemleri ile ortaya koymuştur.
Nedir bunlar?
Şiddet kullanmadan düzene karşı gelme,
Yasaları tanımama,
Devleti tanımama... Vs.
BDP iyice şiddete bulaştığı için, belli ki,
Kendilerine göre "DEMOKRATİK" bir direnişi benimsedi.
Ne yapacaklar?
Belli…
Düzene karşı gelecekler,
Devletin kanunlarını tanımayacaklar,
Canları sıkıldığında devletin polisini tokatlayacaklar.
Canları sıkıldığında bayrağımızı yere indirecekler.
Canları sıkıldığında tek tip peşmerge kıyafeti giyecekler,
Canları sıkıldığında okullara çocuklarını göndermeyecekler,
Canları sıkıldığında, araba yakacak, asker, polis öldürecekler.
Devletin her türlü varlığına saldıracaklar.
Şimdi bu bilgiler ışığında bir şeyi net olarak anlayalım.
Seçim öncesi, sonrası bahane.
Müslüman coğrafyasında ki olaylar PKK"nın konsept değiştirmesine,
Artık "İSYAN" kelimesini daha sık kullanmasına sebep olmuştur.
Ve artı BDP"nin bağımsız olarak meclise soktuğu kişilerin özel olarak seçildiği,
Ve demokrasiden çok "BÖLÜCÜLÜGE" hizmet ettikleri anlaşılmıştır, .
Tablo şöyle;
"PKK dağda,
BDP ovada,
Cani İmralı"da"
Bağımsızlık mücadelesi vermektedir.
Bu üç saç ayağı olayları kolaylıkla tırmandırmaktadır.
Ne verirseniz verin,
Daha fazlasını isteyeceklerdir.
Nihai amaç; "DÖRT PARÇASI BİRLEŞTİRİLMİŞ DAĞIMSIZ BİR KÜRT DEVLETİDİR".
Başrolde ise BDP"dir.
Dikkat edin bütün olayların başlangıç noktası BDP merkezleridir.
İnsanlar orada toplanmakta,
Molotoflar orada ellerine verilmekte,
Taş sopa değnekler orada tedarik edilmekte.
Sonra da sokağa salınıp güvenlik güçlerinin üzerine salınmaktadırlar.
PKK"nın dağ kadrosuna militan tedarik görevi bile onlardadır.
Bunun neresi demokratik silahsız mücadele?
Adam düzene isyan için her yolu denemektedir.
Ve son referandum değişikliğinden sonra,
Artık parti kapatma,
Siyasetten el çektirme de olmadığından,
Bu dostlara bir şekilde tahammül etmek zorundayız,
Bizi bölene kadar.
Nevruz"da olay çıkmadı diyorlar,
Doğrudur.
Açılan PKK bayraklarını,
Açılan APO posterlerini,
Söylenen PKK bağımsızlık marşını,
Her türlü bölücü söylemi,
Görmezsem olay çıkmamıştır!
Ve Bengi Yıldız...
Onu bir belgeselde seyretmiştim.
Bir yakını ensesine kurşun sıkılarak Hizbullah tarafından katledilmişti.
O da izini kaybettirmek için İstanbul"a kaçmıştı.
Acımıştım,
Şimdi ise onun adına sadece üzülüyorum.
Vekilden çok bir sokak eylemcisine benziyordu.
O elinde ki taş bir vekilin ağırlığı ile hiç bağdaşmıyordu.
Görünen o ki BDP genel emirler doğrultusunda "MİLİTAN" türündeki insanları meclise taşıyor,
Taşıyacak.
Yeni adaylarını iyi incelersek,
Hepsinin Kandil_İmralı düzleminden çıkan uzlaştırıcı değil,
Ayrıştırıcı yapıdaki kişiler olduğunu göreceksiniz.
Bu da ileri ki günlerde PKK"nın devlet üzerindeki "BAĞIMSIZLIK" baskısını çok daha artıracağı gösteriyor.
Bunun adı "SİVİL İTİATSİZLİK" OLUR,
İsyan olur,
İntifada olur.
Ne olur bilmiyorum!
Ama kafalarda bu var.
Ve bir şey daha net olarak görüldü.
Teröristte demokrasiyi ne kadar "FAZLA" verirsen,
O yine kendi "TERÖRİZM" yolunu seçecektir.
Çünkü doğasında "KANDAN" beslenme vardır.
Özetle belki iyi niyetliydik, "DAHA ÇOK DEMOKRASİ" dedik.
Sıfır terör ile alınan PKK açmazının geldiği nokta ortada.
Son not teröristin anladığı silahtır.
Çünkü onun da varlık nedeni ölüm, kan gözyaşı ve de namludur.
Bunun başka türlüsü yok.
