16 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Medine'de ilk cuma namazı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Resûl-i Ekrem Efendimiz, yolculuğu esnasında sol tarafa yönelerek, Sâlim bin Avfoğulları yurduna vardı. Rânuna mevkiine geldiklerinde Cuma namazı vakti girdi. Efendimiz Rânûna Vadisinin ortasındaki Cuma Mescidinin yerine indi ve burada Cuma namazı kıldı.

Bu, Peygamber Efendimizin Medine'de kıldığı ilk Cuma namazı idi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz burada arka arkaya iki hutbe irâd buyurdu. İlk hutbesinde Allah'a hamd ve senâdan sonra meâlen Müslümanlara şöyle hitap etti:

"Ey İnsanlar! Sağlığınızda âhiretiniz için tedârik görünüz. Muhakkak bilirsiniz ki; kıyâmet gününde birinin başına vurulacak ve çobansız bıraktığı koyunundan sorulacak. Sonra Cenâb-ı Hak ona tercümansız ve perdedarsız olarak bizzat diyecek ki, Sana benim Resûlüm gelip de tebliğ etmedi mi? Ben sana mal verdim, sana lütuf ve ihsan ettim, sen kendin için ne tedârik ettin?

"O kimse dahi sağına soluna bakacak, birşey görmeyecek. Önüne bakacak Cehennemden başka bir şey görmeyecek. Öyle ise her kim ki, kendisini velev ki bir yarım hurma ile olsun ateşten kurtarabilecekse, hemen o hayrı işlesin. Onu da bulamazsa bâri kelime-i tayyibe güzel sözle kendisini kurtarsın. Zira onunla bir hayra on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir.

"Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi üzerinize olsun."

Resûl-i Kibriyâ, ikinci hutbesinde ise; meâlen şöyle buyurdu.

"Allah'a hamdolsun. Allah'a hamdederim ve Ondan yardım isterim. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığındık. Allah'ın hidâyet ettiğini kimse saptıramaz. Allah'ın saptırdığına da kimse hidâyet edemez.

"Allah'tan başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. O birdir, şeriki yoktur."

"Kelâmın en güzeli Kelâmullah'tır. Kimin ki Allah kalbini Kur'an ile süsler ve onu kâfir iken İslâma dahil eder, o da Kur'an'ı sâir sözlere tercih ederse, işte o kimse felâh bulur."

"Doğrusu Kitabullah, kelâmların en güzeli ve en beliğidir. Allah'ın sevdiğini seviniz. Allah'ı can ve gönülden seviniz. Allah'ın kelâmından kalbinize kasavet gelmesin. Zira, Kelamullah, herşeyin en güzelini, en iyisini ayırıp seçer. Amellerin hayırlısını ve kulların güzidesi olan Peygamberleri ve kıssaların iyisini zikreder. Ve helâl ve haramı beyân eder. Artık, Allah'a ibâdet ediniz ve Ona hiç bir şeyi şerik etmeyiniz. Ondan hakkıyla sakınınız.

"Hayırlı işler işleyiniz ve bu iyi işleri diliniz de te'yid etsin.

"Allah'ın kelâmı ile birbirinizi seviniz. Muhakkak bilmelisiniz ki, Allah'ü Te'âla ahdini bozanlara gazab eder. Allah'ın selâmı üzerinize olsun."

Akabe'deki bîatta Medineli Müslümanlar, Resûl-i Ekrem Efendimiz kendi beldelerine geldiği zaman, her cihetle onu koruyacaklarına dâir söz vermişlerdi.

Önce, Resûl-i Ekrem onların yurduna gelip bir müddet Kuba'da ikamet buyurduktan sonra, bu sefer bizzat Medine'ye girmek üzere bulunduğundan, artık onların sözlerini yerine getirme vakti gelmiş demekti.

Bu sebeple Resûlullah Efendimiz, ikinci hutbesinin sonunda Cenâb-ı Hakkın, ahdini bozanlara gazab edeceğini beyân etmekle sözlerine son veriyordu.

Salatü Selam O'nun üzerine olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *