Yermük savaşı...
Yermük savaşı, Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusunun Yermük'te Bizanslılarla yaptığı muharebedir. Hazret'i Ebu Bekir, Halid bin Velid'i Irak'ın fethiyle görevlendirdik'ten sonra, Şam ve civarı için de ayrı bir ordu hazırlığına başladı. Hicretin 12. yılının sonlarına doğru, Amr bin as, Yezid bin Ebi Süfyan, Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Şurahbil bin Hasene gibi dört büyük komutan seçti. Bu komutanların her biri savaş alanına istedikleri yoldan gidecekti.
Bizans İmparatoru Heraklius, İslam ordusunun Şam'a yürüdüğünü haber alınca Humus'a gelerek, savaş hazırlığına başladı. İslam ordularını dört komutanın idare edeceğini öğrenince onlarla ayrı ayrı savaşacağını düşünerek, memnun oldu.Çünkü her birliğin karşısına birkaç kat fazla askerle çıkacak kadar sayı üstünlüğüne sahipti. Bizansliların niyetini öğrenen İslam komutanları aralarında mektupla istişare ettiler. Amr bin. as ''Ayrılık'tan zaaf, birlikten kuvvet doğar.'' prensibinden hareketle tek cephede savaşmalarının uygun olacağini belirtti. O'nun bu görüşünü diğer komutanlar da benimsediler ve durumu hazret'i Ebu Bekr'e bildirdiler. Hazret-i Ebu Bekr, görüşün muvafık olduğunu belirtip savaş yeri olarak, Yermük'ü seçmelerini istedi.
Müslümanların Yermük'te toplandığını duyan Heraklius'da komutanlarına haber göndererek, orada toplanmalarını emretti. Hıristiyan ordusu 240.000 kişiden mürekkepti.Bu sırada hazret-i Ebu Bekr Irak'ta kesin zafer kazanan Halid bin Velid hazretlerine de Yermük'teki orduya katılmasını emretti. Halid bin Velid'in emrindeki kuvvetlerle Yermük'te orduya katılmasından sonra İslam askerinin sayısı 46.000'e ulaştı.
Halid bin Velid savaş alanına girdiğinde, İslam ordusunun dört ayrı komutanın idaresinde yan yana, fakat ayrı ayrı cephede savaşa hazırlandığını gördü. Bizans ordusunun tam bir savaş düzeni içinde ve İslam askerlerinin parçalarını birbirin'den ayırmak ve öldürücü darbeyi vurmak üzere ustaca dizildiğini anladı. Öteki dört komutanla bir araya geldiklerinde onlara şöyle dedi:
''Bu savaş bir ölüm kalım meselesidir. Böyle bir günde övünme, büyüklük taslama kimseye yakışmaz. Allah rızası için savaşıyoruz. Savaşta ihlas'tan ayrılmayalım.Bu savaş geleceği tayin edecek, başarılı olursak, yarın da zafer bizimdir. Yenilirsek bir daha kendimize gelemeyiz. Yanlış bir savaş düzeni kurmuşsunuz. Hz.Ebu Bekr böyle yaptığınızı bilse mani olur. Her komutan kendi birliğini değil, bütün İslam ordusunu idare etsin ve bu sıra ile olsun. Bugün biriniz, yarın diğeriniz ordu'ya komuta etsin. İlk günü bana bırakın.'' dedi.
Halid bin Velid, orduyu görülmemiş bir savaş düzenine soktu. Birlikleri her biri biner kişiden mürekkep 38 bölük olarak ayırdı. Merkez'de on sekiz bölük, sağda ve solda onar bölük bıraktı. Merkezi Ebu Ubeyde, sağ kanadı, Amr bin as ve Şurahbil, sol kanadı da, Yezid bin Ebi Süfyan komutasına verdi. Ebu Süfyan bin Harb yaptığı konuşmalarla askerin moralini yükseltiyordu. Savaş başlayacağı sırada bir asker Halid bin Velid'e yaklaşarak; ''Şu düşman askerine bak, ne kadar çok.'' dedi. Halid bin Velid ona; ''Savaşı çok olan değil, bilen kazanır. Allah'ü Te'ala'nın yardımı bize yeter.'' diye cevap verdi.
Yermük Harbi; tarihte eşine ender rastlanan çarpışmalara ve kahramanlıklara sahne oldu.Halid bin Velid, birlikleriyle düşmanın tam kalbine hücum etti. Öyle ki, bir ara kendisini Bizans süvarileriyle piyadelerin arasında buldu. Bu ani taarruz karşısında düşman şaşkına döndü. Bizans atları, ürküp savaş alanının dışında dar bir geçide doğru kaçmaya başladılar.Fırsatı değerlendiren İslam birlikleri, Bizans piyadelerinin üzerine toplu olarak, hücuma geçtiler.Bu hücum onlara ölüm darbesi oldu. ''Vakusa'' Vadisine doğru gerilemeye başlayan Bizans askerleri birbirlerini çiğneyerek, derin hendeklere döküldüler. Kaynakların ifadelerine göre hendeklerde, 120.000 Bizanslı öldü.Bizans karargahı Müslümanların eline geçti.
İslam askerlerinden şehit olanların sayısı ise, 3000 civarındaydı. Yaralıların sayısı ise, oldukça fazlaydı. Bu savaşta İslam kadınları da geri hizmetlerde cansiperane çalıştılar.Bizans ordusunun ağır yenilgisini haber alan imparator Heraklius, ikamet ettiği Humus'tan uzaklaşırken; ''Elveda sana Suriye, ebediyen elveda!'' diyordu. Gerçek'ten de bu savaşla birlikte Irak, Şam ve Suriye tamamıyle Müslümanların eline geçmiş oldu.
Ömrü savaşlarla geçen Halid bin Velid, ömrü'nün son günlerinde şehit olamamanın üzüntüsü içinde eski günleri yad ederken bir ara yanındakilere; ''Ahhh! Yermük günü...İnsan kanları'nın vadide sel gibi aktığı Yermük! Şiddetli bir yağışın olduğu gece, gök'ten boşanan yağmura karşı kalkanı'mın altında gecelediğimi unutamıyorum. O gece Muhacirler'den kurulu akıncı birliğinde baskın yapmak için sabahı zor etmiştik. Ah! Yermük Harbi.. 3000 yiğitle, 100.000 kafire karşı zafer kazandığımız Mute'yi bile unutturdu. Yermük, Rumlarla yaptığımız ilk büyük muharebedir. Bundan sonra daha nice savaşlar birbirini takip edecektir. Sakın gaflete düşmeyin. Şimdi kendimi at kişnemeleri arasında Allah Allah nidalarıyla insanlara dar gelen Yermük Vadisinde hissediyorum. Vallahi Rabbim'den beni her gazada diriltmesini ve o savaşın hakkını vermeyi isterim!'' demiştir.
Kaynak: Rehber Ans.
