17 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslâm'da Boşanma...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İSLAM hukûkunda boşanma, evlilik hayâtının devamına imkân kalmadığı zaman başvurulacak son çâredir.Karı-kocanın, içine düştükleri sıkıntılardan kurtulmaları için bir çıkış yolu olarak meşrû kılınmıştır.Yoksa, sebepsiz yere boşanmak haramdır.Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de:

"Kadınlar size itâat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın!" buyurulur.

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de:

"Evleniniz, fakat boşanmayınız!. Zîrâ Allâh, zevkine düşkün erkek ve kadınları sevmez..." buyururlar.

Diğer bir hadîs-i şerîfde:

"Sırf zevk için sık sık kadın değiştiren erkeklerle, sık sık koca değiştiren kadınlara Allâh lânet etsin!.." buyrularak, boşanmayı âdet hâline getiren eşler, şiddetle îkâz olunmaktadır.

İslâm Dîni, boşanmayı, yapılması istenmeyen bir helâl olarak görmektedir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

"Boşanmak, Allâh katında mübah olan şeylerin en sevimsizidir." buyurur.

Yine bir hadîs-i şerîfde:

"Evleniniz, fakat kurduğunuz bu âile yuvasını talâkla boşanmakla yıkmayınız!. Talâk var ya, onun fenâlığından arş-ı ilâhî titrer." buyurulur.

Basit sebeplerden boşanmayı isteyen kadınlar hakkında da hadîs-i şerîfde şöyle buyurulur:

"Herhangi bir kadın, mühim bir geçimsizlik olmadan kocasından kendisini boşamasını isterse, ona cennetin kokusu dahi haramdır."

Âile reisinin dikkat edeceği önemli bir husus da, başkalarının, kendi hanımı hakkında söylediklerine hemen inanıp hüküm vermemesidir. Zîrâ bu gibi sözler, arayı açmak için yapılmış bir iftirâ da olabilir. Nitekim Hz. Âişe (r. anha) vâlidemiz hakkında da böyle bir iftirâ ''ifk'' hâdisesi tahakkuk etmişti.Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk en-Nûr Sûresi'nin 12. ve 15. âyet-i kerîmelerinde şöyle buyurmuştur:

"Bu iftirâyı işittiğinizde kadın ve erkek mü'minlerin, kendi vicdanları ile hüsn'i zanda bulunup da: demeleri gerekmez miydi?"

"Siz bu iftirâyı dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sâhibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allâh katında çok büyük bir suçtur."

Âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşıldığı gibi, bir kimse hakkında kesinlik kazanmadan söylenen dedikodularla hüküm vermemek ve meselenin tahkîkâtını iyi yapmak ve meseleye hüsn'i zanla bakmak gerekmektedir. Aksi takdirde Allâh Te'âlâ katında büyük bir suç işlenmiş olur.

Görülüyor ki, İslâm Dîni'nde iki eşin arasını bozmaya çalışmak, en büyük günâhlardandır.

Eşlerin arasını bozmanın ve karı ile kocanın arasına girip bozgunluk çıkarmanın çok kötü bir fiil olduğu hadîs-i şerîfde şöyle açıklanıyor:

"Kim bir kadını kocasının aleyhine kışkırtırsa, bizden değildir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *