Gül'ü niçin severiz...
Birçok insan Gülü bir çiçek diye sever. Ama biz Gülü; Hz. Muhammede benzediği için severiz...O'nun bir adıda; Gül Muhammed (S.A.V).Gül bizim için; sevgilidir, Gül güzelliktir, aynen Hz.Muhammed gibi. Gül, esmânın eşyâya tecellisinin esrârıdır...Gül'de Hz.Muhammede aşktır. Kokusunu Ondan almıştır. Güzelliğini Ondan almıştır. Gül, rengini; ''şehitlerimizin kanından kokusunu da Efendimiz(S.A.V)'in mübârek teninden aldığı için çiçekler'in hünkarıdır''. Gülü her kokladığımızda Efendimize salat'ü selam getiririz. O'nun mübarek terinin kokusundan teneffüs ettiğimizi hemen anlarız...
GÜL NEDİR...?
Gül; Hz.Muhammede aşıktır. Gül'de öyle bir sevda var ki, o sevda; Leylaları, Şirinleri, Zehraları Allah yolunda zirveye çıkarmıştır. Bunlar hep o gülün aşkıyla hakikati bulmuş, gözyaşıyla erenlere yükselmişlerdir.
Ruhumuz O'na âşık...
O, on sekiz bin âlemin Muhammed Mustafası...O, emsali olmayan ''Gül''...
***
Merhum Ali Ulvi Kurucu,
Efendimizin aşıklarından biri idi.
Efendimizin mübarek ismini anarken bile dudağı titrer, gözleri yaşarırdı. O'nun kaleminden;
Çoğaldı Cürmüm:
''Çoğaldı cürm ü isyânım benim pek yâ Rasûlâllah
Kati müşkil huzûr-i Hak'ka gelmek yâ Rasûlâllah!.
Erişmezse bana lûtfun efendim rûz-i mahşerde
Mekânım nâr-ı dûzeh ola bî-şek yâ Rasûlâllah!.
Bırakma bendeni ol gün açılır çün Livâ-ül-hamd.
Beni de ol livânın tahtına çek yâ Rasûlâllah!.
Ümîdim var, yine mağfûr ü mesrûr olurum ol gün
Girince destime pây-i mübârek yâ Rasûlâllah!.
Bihâkkı Hazret-i Zehrâ bihakkı Hazret-i Sıbteyn
Sana geldi kulun Ulvi, dahîlek yâ Rasûlâllah!..''
***
Derdimendim:
''Derdimendim yâ Rasûlallah, devâ ol derdime,
Destgir ol, yâ Habiballah, bu asî mücrime! ..
Sen şefâat kâni varken, yalvarayım ben kime? ..
Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım..
Bûy-i vaslındır, muattar eyleyen sünbülleri,
Nur cemâlinden eserdir, bağ-ı aşkın gülleri,
Gül cemâlindir Habîbim, mesteden bülbülleri,
Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım
Cânını cânâne kurban eyliyor pervâneler,
Bezm-i vaslın neş'esinden, gaşyolur mestâneler,
Aşıkın gözyaşlarından, doldu hep peymâneler,
Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım..
Ermek istersen, O şâh'ın himmet-ü imdâdına,
Cânü dilden âşık ol sen; 'İsm-i zât' evrâdına,
Ses verir 'Ulvî' ; melekler âteşin feryâdına,
Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım.
***
Evet; Yüce Türk Milleti, Efendimize aşıktır.O'nun mübarek adına övgüler, medihler ve kasideler yazarak, O, Yüce Sultanın şefaatına nail olmuşlardır.Bununlada kalmayan bu Yüce Millet, O'nun kelime'i İlasını, O'nun ahlakını, O'na nazil olan Yüce kitabı, üç kıta'ya götürmüş, terbiyede saygıda kusur etmemişlerdir. Ecdadımın mübarek isimleri, Gül Muhammedin (S.A.V)'in Ravzası kapılarında yazılıdır.
Onlar ki, Sina çölünden geçerken, O yüce Sultana saygıda kusur etmemek için atlarından inerek, yaya yürümüşlerdir.
''İşte biz, bunun için Kavmi Necibiz.''
