Beyaz Yaka Sorgulaması
Yazlığın balkonunda,
Avukat komşum,
Kardeşim Devrim ile birlikte,
Yazın tadını çıkarıyoruz,
Televizyonda da haberler var.
13.00 bülteni.
Manşet haber,
Aziz Yıldırım"ın gözaltındaki sorgusu.
Bir gariplik var!
Sorgulama bir türlü rayına giremiyor.
Üç soru soruluyor,
Aziz Başkanın tansiyonu çıkıyor,
Doğru hastaneye.
Geri geliyorlar, üç beş soru daha soruluyor,
Bu defa başkanın şekeri yükseliyor,
İstikamet yine hastane.
Geri geliyorlar,
Bu defa ifadeler adliyenin terasında alınıyor,
Kahve eşliğinde.
Arada 'FAL da!", Bakıyorlar mı?
Bilmiyorum!
Ama ifade alma tarzının hukuki kurallara uymadığı kesin.
Bir farklılık var ama ne?
Bunun avukat komşuma soruyorum…
Bu ifade alma tarzında bir gariplik yok mu?
Kırlangıç Hukuk Bürosunun sahibi olan Devrim Kırlangıç kısa cümlelerle bana olayı özetliyor;
"Uluslar arası hukukta, onun yansıması olarak yerel hukukta "BEYAZ YAKA" denilen bazı suçlar ve de suçlular vardır.
Dokunulması zor olan güçlü kişiler,
Şirket sahipleri, holding sahipleri,
Uluslar arası operasyon yapan şirket yöneticileri,
Yargı önüne çıkması istenmeyen,
Konuşması pek tasvip edilmeyen kişiler bu gruba girer.
Bu zatları pek yargılamak istenmedikleri gibi,
Devletler de bu kişileri yargılamak istemez.
Çoğunun işlediği suçlara göz yumulur
Hatta tolerans gösterilir.
İşte şu anda öyle bir sorgulamaya şahit oluyoruz."
Avukat kardeşim Devrim beni aydınlatmıştı.
Malum örgüt için ifadeye çağrılan,
Devletin paşaları albaylarını,
Süper hızla sorgulayan,
Garip toleranslara izin vermeyen,
Anında HASDAL"A gönderen,
SÜPER YETKİLİ Savcılarımız,
Aziz Başkan karşısında aynı hızda değillerdi.
Adeta bocalıyorlardı.
Verilen her kahve arası,
Bir delil karartma,
Her hastane molası,
Sanığa zaman kazanma, düşünme ve cevap için "HAZIRLANMA" şansı tanıyordu.
Bu da diğer sanıkların yargılamalarına haksızlık damgasını vuruyordu.
Savcılar kendilerine göre belki haklıydılar.
Karşılarında Türkiye"nin en güzide Kulübünün başkanı vardı.
En çok taraftarı olan bu kulübün.
Adı bile konmuştu…
"FENERBAHÇE CUMHURİYETİ"
Eğreti de olsa ona dokunulmuştu.
Yargıyı, siyasi iradeyi, polisi kutlamak gerekiyordu.
Spora bulaşan şaibeleri ayıklama görevinin üstlenmişlerdi.
Ancak bu ilk olduğu için savcılarımız biraz bocalıyorlardı,
Ellerinde patlayan bu "AZİZ" dava için.
Aslında işin özü çok netti.
Her sanık savcının karşısına getirildiğinde bocalar,
Tansiyonu yükselir,
Ayılır bayılır.
Onlar hiç gün yüzüne çıkmaz.
Çünkü BEYAZ YAKA kontenjanında değillerdir.
Öze gelirsek,
Görüntü, Aziz başkanın ileriki aylarda,
Hastanede kendine bir yer ayırtabileceği,
Cezasını orada çekebileceği yönünde.
Uygulamalar bunu bize biraz düşündürttü,
Ama gerçek olan, ceza alana kadar herkes masumdur karinesini de göz önüne alarak.
Bu ŞİKE lekesi FB, nim, BJK"nin ve bu işe kenardan köşeden bulaşan diğer kulüplerimizin üzerinden pek çıkacağa benzemiyor.
Hoşta değil.
Futbola bu tür şaibeleri sokanların sporda işlerinin olmaması gerek.
Bu operasyonları başlatanları canı gönülden destekliyor,
Alın teri hırsızlarına asla müsamaha gösterilmemesi diliyoruz.
Beyaz yaka, siyah yaka fark etmez,
Her sanık fiziği kimyası bozulsa da adam gibi yargılanmalıdır.
