TERÖRLE MÜCADALE İRADESİ
Başbakanımız güzel konuşuyor…
Tek millet,
Tek dil,
Tek vatan.
Tek bayrak.
Bunlara katılmamak,
Bu söylemlerin arkasında durmamak mümkün değil.
Ancak bu söylemlerinde samimimi?
İşte, meselenin can alıcı noktası burası.
Çünkü AKP Hükümetinin bir terörle mücadele projesi yoktur,
İradesi yoktur,
Kararlığı yoktur,
Plan programı yoktur.
Sadece açılım denen bir ayrıştırıcı "UCUBE" planı,
İleri demokrasi denen, asla inandırıcı olmayan bir söylemi vardır.
Bakın,
Terörle mücadeleyi İran yapıyor.
Emperyalist düşman ABD"nin silahlandırdığı,
Her türlü silah mühimmat ve lojistik olarak desteklediği,
PEJAK"A karşı verilen mücadele.
Yakaladığını asıyor.
İhanet edenin cezasını anında veriyor.
Asla tavizkar olmuyor.
Peki, bizim hükümetimiz ne yapıyor?
Askerimizin terörle mücadele azmini bitiriyor.
Polisimize terör bölgesinde "GÖRMEM, DUYMAM, KARIŞMAMI" oynatıyor.
Öcalan"a "SAYIN",
Şehidimize kelle diyor.
PKK, "ASKERİ" üniforması ile Türkiye"ye giren,
Hainleri davul zurna ile karşılatıp,
Ayaklarına hâkim göndertip,
Türk Bayrakları,
Atatürk posterlerinin indirtip,
Böyle bir ortamda ifadelerini aldırtıp serbest bırakıyor.
Binlerce kişinin hep bir ağızdan,
PKK paçavrası bayraklar altında söylediği,
PKK MARŞINA;
"Bak ne güzel seviniyorlar"diyebilen gözü kapalı bir iradeyi temsil ediyor.
AKP Hükümetinden yetkililer, şimdi şehitlerimize tepki gösteriyor.
Cumhurbaşkanı,
Başbakanı,
Bakanı, bürokratı.
Ama kimse "Güzel şeyler olacak" diyerek,
Bizi terörle mücadeleden uzaklaştıran,
Terörün Karadeniz Bölgesinde Başbakana suikast yapacak düzeye kadar getiren iradeyi sorgulamıyor.
Giden gitti,
Arkadan boş hamasi söylemler,
Kalan sağlar bizimdir mantığı.
Üç gün sonra her şey unutulacak.
Kimse DBP"nin Diyarbakır"da yaptıklarını görmüyor,
Görmek istemiyor.
Demokratik Özerklik ilanları,
Kendi imamlarını yetiştirme çabaları,
Demokratik kongre toplantıları,
PKK ile birlikte fiili hareketler,
Onun uzantısı olma durumunu fütursuzca ilanlar.
Öldürülen imamlar,
Sırtından vurulan günahsız TÜRK çocukları.
Kötü olan bu tür İHANETLERİN hep cezasız kalması,
Şehit olan TÜRK çocuklarının kanının yerde kalması.
İşbirlikçilerin,
Terör destekçisi militanların,
Milislerin ceza görme yerine,
Özgürlük kahramanı ilan edilmesi.
Çıkarılan kanunlarla terörün önünün açılması.
Üstüne üstlük bir de İMRALI belası var.
Kendine her türlü imkân sağlanan,
Terörü yattığı kodesten idare etmesine müsaade edilen.
Devleti esir alan,
"Kan dökeriz" tehditleri ile hükümeti korkutup,
Tahakkümü altına alan.
Biz askeri birlik bahçelerinde, greyderleri çalıştırıp, terörist kemiği arayarak, güvenlik birimlerimizin onurunu kırarken,
PKK tanıklarını "Güvenilir ifşaatçı" ilan ederken,
YAŞ"ta kalan son üç beş generali emekli etme planları üzerinde çalışırken,
Terör bu boyutlara geldi işte dostlar.
Ve sonuç, gelinen noktada yakında siyasi iradeden bir açıklama gelebiliri;
"Analar ağlamasın! İstediklerini verelim!".
Bence AKP"nin ilk iktidar olduğu zamandaki düşüncesi de buydu.
Ve biz o noktaya sürükleniyoruz.
Özetle terör silahla çözülür, ah, vah ile değil.
AKP İktidarına oy veren TÜRK insanının yukarıda ki satırları dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum.
