Dağ Tavşanı ile Oruç Açma, Orada Ata"nın Ruhu Var
Bugün biraz gündem dışına çıkalım.
Arap saçına dönen YAŞ"I,
Batık hale gelen Yunanistan"ı.
İspanya"da 5 milyon işsiz olduğunu.
İtalyan bankalarının SOS verdiğini ,
Unutalım.
Hatta ;
ABD"nin borçlanma tavanının son dakikada ,
Senatodan geçtiğini,
Dünyanın büyük bir varta atlattığını,
Bu arada küresel piyasaların çöktüğünü de unutalım.
İçeride,
Emeklimiz 700 liraya talim ederken,
İşsiz güçsüz aylığının 1250 liraya yükseltilmesini de,
Sineye çekelim.
Biz şöyle kardeşim Bülent"in çağrısına uyup,
Ege"nin "EFSANE" turizm beldesi haline gelen,
Şirince"ye bir yelken açalım.
Açalım dedim de,
Bu benim fikrim değil Bülent kardeşimin çağrısı;
"Ağabey kocaman bir dağ tavşanı vurdum iftara bekliyorum."
Hımmm…
Teklif güzel,
Yahnili tavşan değişik ve ilginç bir yemek,
Bir de Şirince"nin şirinliği.
Basıyoruz gaza.
İstikamet Şirince.
Son yıllarda gazetecilerin,
Televizyoncuların gözdesi Şirince"ye.
Menderes deltasında ,
Adnan menderesi yad ederek,
Selçuk"un içinde tarihi soluyarak,
Efes harabelerinin nostaljisini hissederek,
Şirince"nin dağına vuruyoruz motoru.
Laguna önden çekişli ,
Bana mısın?
Demiyor.
Tak Şirince"nin tepesindeyiz.
Vadi aşağıda zümrüt yeşili uzanıyor.
Zeytin tarlaları,
Bağ bahçe insana adeta zamanı unutturuyor.
Karşımızda Bülent kardeşim,
Benim gibi dedeleri Konya gelişli, Selanik dönüşlü bir Türk çocuğu.
Bizi karşılıyor.
Yanında , oğlu Melih ve mini mini dört tane tazı yavrusu var.
Kızım Bürçe ile arkadaşı Damla çıldırıyorlar
Minik yavrular bütün şirinlikleri ile koyunlarında.
Adeta Şirince"nin şirinliğini haykırıyorlar..
Bülent"in rehberliğinde ilerliyoruz.
Şirince adeta ATATÜRK kokuyor.
Bu günlerde unutturulmaya çalışılan,
Gazi Mustafa Kemal"i burada doya doya anıyoruz.
Her köşe,
Her mekan onun resimleri,
Öz deyişleri ile dolu.
Çünkü beldenin büyük çoğunluğu mübadele ile Selanik"ten gelmiş.
Hele hele Selanik"in bıçkın delikanlısı Salih"in dükkanı.
Her duvar bir Atatürk nostaljisi.
Her duvarda yüce atamızsın bir deyiş asılı.
Seviniyorum,
Atamızın değerini bilen,
Vatanlarını Yunanistan"da bırakıp buraları yurt edinen,
Bu yiğit insanlarımız var diye.
Hanım bir şeyler satın alıyor,
Ben zeytin ile zeytinyağına takılıyor.
İftar saati yaklaşıyor,
Karınlarımız bizi açlıktan acı acı kıvrandırırken,
Beyinlerimizde tavşan var.
Bülent"in sade gösterişsiz ama nefis damak tadı olan yerine vardığımızda ,
Baş aşçı Anamız karşımızda.
Beni adeta evladı gibi seviyor.
Boynuma dolanıp;
"Tavşan hazır "diyor.
Bu arada masamızı da şereflendiriyor.
Hayatımızda bir ilki yaşayıp,
Nefis dağ tavşanı yahnisi ile orucumuzu açıyoruz.
Sonra da Bülent"in avcılık muhabbetlerine takılıyoruz.
Av olarak neler yok ki;
"Sarı asma, tahtalı, bıldırcın, domuz, iri kirpi, tavşan, keklik, üveyik, karatavuk."
Dağlar av dolu,
Ne ararsan var.
İnsanın av tüfeğini omuzlayıp dağa çıkası geliyor.
