05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Merhum Şakir Sabır Zabıt'ı rahmetle anarken....!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

1913 yılında Kerkükte doğan ve ömrünü Türklük ve Türklüğün yücelmesi için harcayan bir kahraman, bir yiğit, soylu asker, edebiyatçı ve yazar işte "Yüce Türk evladı...!"

Ben merhum Şakir bey'i 1964 yılında Şamda tanıdım. Emevi camii'ne giden Abdülhamit kapalı çarşısında bir kırtasiyeden dolma kalem alırken tanıştık. Yakamdaki Türk Bayrağı rozetini görmüş, beni yanına çağırdı. İçerisinde bir aşk vardı. Gözleri pırıldıyor, Konuşurken dudakları titriyordu. Yakasında bir Türk Bayrağını taşıyan insanı görmek beni çok mutlu etti diyordu. Aynı kalemden, bir tane daha aldı ve benim sana hediyem olsun dedi. Kendisinin Irak Türklerinden emekli albay olduğunu söyledi. Ancak, yaşımın çok genç olması ve bize o zamana kadar nerede Türk var, yok anlatılmamış olması sebebiylede bu kavramları anlamıyordum.

Kısacası bu zat, "Irak Türklerinin yetiştirdiği büyük bir kahraman."

Şamda üç gün boyunca bana; "Türklüğün yüceliğinden, geçmişinin temizliğinden ve insanlığa hizmetinden anlattı. Hayret ediyorum; size türk okullarında bizden bahsetmiyorlarmı...?" diyordu.

Merhum'un yüreğinde alev alev Türklük ateşi yanıyordu.

Ancak o devrelerde o'nun yüreğindeki ateşe su serpecek bir iktidar varmıydı...?

1959'da Irak koministleri ile birleşen Kürtler bir katliam yapmış, Irak Türkleri işkence görmüş, öldürülmüş, hatta öldürülen gençlerin cenazeleri arabalar arkasına bağlanarak caddelerde sürüklenmiştir. Suçları ne idi:" Suçları Türk olmak, Türklüğü savunmak, Türk olarak yaşamaktı."

O'nun bir isteği vardı oda:

"Türk Mehmetçiğini Kerkükte görmek...!"

O, bir asker kökenliydi. Yüreğinde Mustafa Kemal Atatürk ve çöl kaplanı Fahrettin Paşanın sevgisi yatıyordu. Kerkü'kün tekrar anavatana ilhakını istiyordu. Bu arzunun yalnız kendi arzusu olmayıp, "Büyük Atamız, Mustafa Kemal Paşanın'da arzusuydu" diyordu. Ancak, Mustafa Kemal Paşan'ın daha genç yaşta dünyadan ayrılması, dünya Türkünü yetim bıraktı diyordu. Sene 1968 Bağdat üniversitesinde öğrenciliğim döneminde Reşit caddesinde Kerkük otelinde tekrar buluştuk. Beni görmekten çok mutlu olduğunu söyledi ve diyaloğumuz devam etti.1990'da yorgun düştüğü bu dünyadan ebedi istirahatgahına göçtüğünü işittiğimde haftalarca kendime gelemedim. O, ne güzel bir yiğit Türktü. O, "Türklüğün yıkılmaz çınarı" idi.

Merhum Şakir Sabır'ı minnet duygularımla rahmetle anıyorum. Ben Türklüğümü ve Türklüğün yüceliğini ondan öğrendim.

Ve diyorum ki; "Mekanın cennet olsun. Yüce yaratıcımız Allah'ın rahmeti üzerine olsun. Seni doğuran anneye de selam olsun."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *