13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

BİR KADI KIZI VE KADI EŞİ...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Zeynep Hatun.

Divan şiirinin bilinen ilk kadın şairesi. 15. Yüzyılda yaşamış bir kadı kızı ve bir kadı eşi. Çağdaşı olan Mihri Hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri var. Divanı; Sultan Mehmet adına düzenlendi. Zeynep Hatun, şiirlerinde, kadının isteklerini, açgözlülük olarak, nitelendirir ve döneminin kadınının aşağılık konumundan sıyrılma isteğini anlatır. Zeynep Hatun, bir şair olarak, kabul görebilmek için, arzularının ''merdane'' olmasını ister. Tıpkı alçak gönüllü bir erkek gibi, bilge olmak isteğini vurgular. Yumuşaklık, sevecenlik gibi kadına özgü bazı değerleri, zayıflık ve ruhsal eks...lik diye nitelendirir. Aşık Çelebi, ''Mesairus Şuara'' adlı kitapta; ''Zeynep Hatun'un yaşaminin son döneminde şiiri biraktigini, ''İNZİVAYA'' çekildigini anlatir.''

Fatih Sultan Mehmed devrinin kadin şairlerinden olan Zeynep Hatun, bir kadi kizidir ve Amasyali'dir. Evde babasindan ders almiş, Arapça ve Farsça ögrenmiştir. Asil adi; ZEYNUN-NİSA''dir. Divan'i bulunamamiştir. Şiirlerine tezkirelerde rastanır.

Bir Gazelinde:

''Keşfet nikâbini yerü gögü münevver et

Bu âlemi anasiri Firdevs-i enver et.

Iki cihanda kilmamişim nesneye hemin

Yârab Habibünün bana vasim müyesser et.

Depret lebüni cûşa getür havz-Kevser'i

Anber saçimi çöz bu cihani muanber et.

Ab-i hayat olmayicak kismet ey gönül

Bin yil gerekse Hizr ile seyr-i Skender et.

Zeyneb çü dost zülfü bigi tarmarsin

Divane olma şi'rini divan ü defter et.''

Bugünkü Türkçemiz ile:

''Peçeni aç, yeri gögü aydinlat

Bu unsurlar âlemini aydinlik firdevs et.

Iki cihanda hiçbir şeye ulaşmamişim

Yârâb, bana Habibinin ''Peygamberin'' vasimi müyesser et.

Depreştir dudagini coşsun Kevser havuzu

Anber kokulu saçini çöz, bu cihani kokularla doldur.

Ab-i hayat kismet olmayinca ey gönül istersen bin yil

Hizir'la Iskender'in seyrini yap.

Zeyneb, sevgili saçi gibi darmadaginiksin

Divane olma, şiirlerini bir defterde topla.''

***

MİHRİ HATUN...

1460-1461'de Amasya'da dogdu ve 1506'da yine Amasyada vefat etti.

Asil adi; ''Mihrünnisa ya da Fahrünnisa'dir.''

Hiç evlenmedi.

15.yy. da yasamiş olan Mihri Hatun, kendisi de "Belayi" mahlasiyla şiir yazan bir Osmanli kadisi'nin kizidir. Kültür düzeyi yüksek bir ailede yetişen Mihri Hatun, yaşadigi dönemde saygi duyulan, bir şair olmayi başarmiştir.

Sultan II. Bayezid ve oglu Şehzade Ahmed'in Amasya Valiliği sırasında kentte toplanan bilgin ve sanatkarların meclislerine katıldı.

Güzelliğiyle bölgede ün salan Mihrî Hatun, sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Şairi Necati Bey'i kendisine örnek aldığı, şiirlerini Necat'i Bey'e gönderip fikrini öğrenmeye çalıştığı iddiaları da vardır. Söylentilere göre Necati Bey ile aralarında duygusal yakınlaşma vardı. Ayrıca şiirlerinde, Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi ve Sinan Paşazâde İskender Çelebi'ye duyduğu aşka dair ipuçlarına da rastlanır.

Eserlerinden meşhur Gazel'i:

''Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın

Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın

Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın

Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın

Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim

Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın

Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim

Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın

Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin

Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın

Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin

Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın

Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda'dan dilerim

Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın

Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına

Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *