BİR KADI KIZI VE KADI EŞİ...
Zeynep Hatun.
Divan şiirinin bilinen ilk kadın şairesi. 15. Yüzyılda yaşamış bir kadı kızı ve bir kadı eşi. Çağdaşı olan Mihri Hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri var. Divanı; Sultan Mehmet adına düzenlendi. Zeynep Hatun, şiirlerinde, kadının isteklerini, açgözlülük olarak, nitelendirir ve döneminin kadınının aşağılık konumundan sıyrılma isteğini anlatır. Zeynep Hatun, bir şair olarak, kabul görebilmek için, arzularının ''merdane'' olmasını ister. Tıpkı alçak gönüllü bir erkek gibi, bilge olmak isteğini vurgular. Yumuşaklık, sevecenlik gibi kadına özgü bazı değerleri, zayıflık ve ruhsal eks...lik diye nitelendirir. Aşık Çelebi, ''Mesairus Şuara'' adlı kitapta; ''Zeynep Hatun'un yaşaminin son döneminde şiiri biraktigini, ''İNZİVAYA'' çekildigini anlatir.''
Fatih Sultan Mehmed devrinin kadin şairlerinden olan Zeynep Hatun, bir kadi kizidir ve Amasyali'dir. Evde babasindan ders almiş, Arapça ve Farsça ögrenmiştir. Asil adi; ZEYNUN-NİSA''dir. Divan'i bulunamamiştir. Şiirlerine tezkirelerde rastanır.
Bir Gazelinde:
''Keşfet nikâbini yerü gögü münevver et
Bu âlemi anasiri Firdevs-i enver et.
Iki cihanda kilmamişim nesneye hemin
Yârab Habibünün bana vasim müyesser et.
Depret lebüni cûşa getür havz-Kevser'i
Anber saçimi çöz bu cihani muanber et.
Ab-i hayat olmayicak kismet ey gönül
Bin yil gerekse Hizr ile seyr-i Skender et.
Zeyneb çü dost zülfü bigi tarmarsin
Divane olma şi'rini divan ü defter et.''
Bugünkü Türkçemiz ile:
''Peçeni aç, yeri gögü aydinlat
Bu unsurlar âlemini aydinlik firdevs et.
Iki cihanda hiçbir şeye ulaşmamişim
Yârâb, bana Habibinin ''Peygamberin'' vasimi müyesser et.
Depreştir dudagini coşsun Kevser havuzu
Anber kokulu saçini çöz, bu cihani kokularla doldur.
Ab-i hayat kismet olmayinca ey gönül istersen bin yil
Hizir'la Iskender'in seyrini yap.
Zeyneb, sevgili saçi gibi darmadaginiksin
Divane olma, şiirlerini bir defterde topla.''
***
MİHRİ HATUN...
1460-1461'de Amasya'da dogdu ve 1506'da yine Amasyada vefat etti.
Asil adi; ''Mihrünnisa ya da Fahrünnisa'dir.''
Hiç evlenmedi.
15.yy. da yasamiş olan Mihri Hatun, kendisi de "Belayi" mahlasiyla şiir yazan bir Osmanli kadisi'nin kizidir. Kültür düzeyi yüksek bir ailede yetişen Mihri Hatun, yaşadigi dönemde saygi duyulan, bir şair olmayi başarmiştir.
Sultan II. Bayezid ve oglu Şehzade Ahmed'in Amasya Valiliği sırasında kentte toplanan bilgin ve sanatkarların meclislerine katıldı.
Güzelliğiyle bölgede ün salan Mihrî Hatun, sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Şairi Necati Bey'i kendisine örnek aldığı, şiirlerini Necat'i Bey'e gönderip fikrini öğrenmeye çalıştığı iddiaları da vardır. Söylentilere göre Necati Bey ile aralarında duygusal yakınlaşma vardı. Ayrıca şiirlerinde, Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi ve Sinan Paşazâde İskender Çelebi'ye duyduğu aşka dair ipuçlarına da rastlanır.
Eserlerinden meşhur Gazel'i:
''Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın
Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın
Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın
Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın
Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim
Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın
Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim
Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın
Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin
Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın
Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin
Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın
Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda'dan dilerim
Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın
Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına
Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın''
