İftar sofrasını terkeden sahabi...
Abdurrahman bin Avf'ın oğlu İbrahim anlatıyor:
''Oruçlu bulunduğu bir gün babamın önüne bir iftar sofrası getirilmişti.Babam mükellef iftar sofrasına şöyle bakıp dedi ki;
''Mus'ab bin Umeyr, Uhud günü şehit edildi. Halbuki Mus'ab benden çok hayırlı idi. Bu mübarek şehid kefen yerine bir kaftana sarılmıştı ki, bununla başı örtülse ayakları açılıyor, ayakları örtülse, başı açılıyordu.''
''Yine Uhud'da Hamza'da şehit edildi. O da benden hayırlı idi. O'nu da kefenleyecek bir hırkadan başka bir şey bulunamadı.
Onlar böyle dünya nimetlerine itibar etmeden zühd içinde yaşayıp Allâh'ü Te'âlâ'ya kavuştuk'tan sonra dünyanın bunca nimetleri karşıma seriliyor. Âhiret için kazandığımız sevaplarımızın bize dünyada verilmiş olmasından korkuyorum." deyip ağlamaya başladı hatta iftar yemeğini de yemedi.
YA BİZİM SOFRALARIMIZ...!
En az soframızda üç çeşit yemek, tatlı ve soğuk meşrubat...taze pide bulunur.
Ancak, bütün bu nimetlere karşı hangisinin şükrünü eda edebiliyoruz ki, ? Herşeyde İsraf, DİZBOYU. Akşam ekmeği sabah, sabah ekmeği akşam yenmez. Çöp konteynlerinin çevresi asılmış ekmek poşetleri...Ya dökülen yemekler... Allah aşkına görmüyormusunuz Afrika'yı ve Kenya'yı..Ya diğer fakir ülkeleri hiçmi görmüyoruz.! Hiçmi ders almıyoruz. Ne tez unutuldu arpa ekmeği ile şehir ekmeğini katık olarak yediğimiz seneler! Ekmek arasına tahin helvası alamadığımız zaman, köy ekmeğini şehir ekmeği ile katık yapardık. Arpa ekmeğini de o senelerde herkes bulamıyordu. Ey gençler...! Ekmek yoktu. O günleri Allah, bu millete bir kez daha yaşatmasın. Büyük babanızdan, baba annenizden sorun ki, size o günlerde neler çektiler, nasıl yaşadılar, sizlere anlatsınlar.
FAKİRLİK FELSEFESİ:
Bazı insanlar önüne bir mikrofon uzatılınca, mangalda kül koymuyor.
Şöyle fakirim, sıkıntılıyım..benzeri şeyler. Elbet'te sözüm herkese değil, haddini aşanlaradır. Efendinin cebinden en az üç tane kredi kartı çıkar.Bir müddet gönül rahatlığı ile yaşar. Çektiği ve yediği paraların ödeme günü gelir ve sıkıntılar başlar. Hiç bir vatandaşa Bankalar zorla kart veya kredi vereyim diye zorlamıyor.
Bu nedenle geçlerimize acizane nasihatim, Aşağıda ki, nasihatlara uymalarıdır:
''Tâbiînin büyüklerinden âlim Zührî diyor ki; Bir adam Emevî halifesi Hişâm b. Abdulmelik'e gelerek,
"Ey mü'minlerin emîri size dört şey söyleyeceğim. İradenizin sağlam ve tebe'anızın dürüst olması bunlara bağlıdır." der.
Bunun üzerine Hişâm,
"Söyle bakalım!" dedi.
1-Yerine getirmekte kendine güvenemediğin hususlarda söz verme!
İkinciyi söyle!
Eğer yokuş kolaysa buna aldanma, çünkü inişi çetin olabilir.
Üçüncüyü söyle!
Şunu bil ki, her işin bir bedeli vardır. Bu yüzden neticelerinden kork!
Dördüncüyü söyle!
Yine şunu bil ki, tehlikeli işler ansızın olur, bu yüzden dâimâ ihtiyatlı ol!
