Leş Kargaları...!

Ortadoğu İslam ülkelerini parça parça yapan Batılılar, senelerdir bu ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürüyor, halkınada işkece ediyor. ABD'nin Irak, Afganistan ve Somali işgali...

Yemen, Tunus, Mısır ve Suriye de oluk oluk müslüman kanı akıtılıyor. Libya'nın kaynaklarını da paylaşmak için İngiltere ve Fransa Libyada.

Kendi kendime düşünüyorum da;

Selahaddin Eyyubi Hazretlerinin kemikleri sızlıyor. O öyle büyük bir komutan ki, Haçlı ordularını perişan etmiş, Kudüs'ü, Mescidi Aksayı müslümanlara kazandırmış, Allah ve Rasülü'nün yoluna hizmetkarlık yapmayı şeref bilmiştir.

***

Ceddim Yavuz Sultan Selim Han:

''Ben Allah'ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım.''

''Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafa (s.a.v.)'dan gelir. Onun için her dertli O'na minnettardır.

Gönlünü ve canını O'nun aşkina veren kimse ne kahramandir! Düşüncesi daima Mustafa (s.a.v.) olan kimse ne huzur ve rahat içindedir.

Güneş Mustafa (s.a.v.)'nın yüzünün aynasının bir aksidir. Her iki âlem, Mustafa(s.a.v.)'nın bir kılına bağlanmıştır.

Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama, düşmandan da korkma! Devlet ve saltanat ancak ALLAH'ın verdiğidir.

Kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. Ama Allah esirgesin, bir gün paslanır da yaltırıklanmazsa düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar.

Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun gafleti yatar.

Biz bunca meşakkate alkış uğruna katlanmadık, halis niyetimiz rızayı ilahidir.'' diyen Ceddim Yavuz Selim Han, Ortadoğuyu işgal eden ve halkına zulmü reve gören, namusunu kirleten bu günkü işgacileri görseydi...!

Evet; Hizmette kusur etmeyen ecdadımında kemikleri sızlıyor. Çünkü Onlar, yanlış bir iş yapmadılar.

Şama; Şam'ı Şerif,

Kudüse; Kuds'ü Şerif,

Mekke ve Medineye; Harameyn Eşerifeyn, dediler.

Arşivlerimizde de böyledir..

Kendileri müeddep oldukları için;

''EDEP YAHU'' demişler, terki edepten de sakınmışlardır.