İslam ve aile şiddeti...

Son zananları kadına şiddet olayları dahada çoğaldı.Hatta bir moda haline geldi kadına şiddet. Kimdir bunlar diye sorarsanız bunlar; aciz, sefil, merhamet duygusu olmayan, hayatını zorbalıklarla geçiren, insanlıktan nasibini almayan pskoloğa ihtiyacı olan akıl hastalarıdır. Arap Cahiliye Devrinde kadına yapılan zorbalık, 21.yyılda da göstermesi, akıllara durgunluk veriyor. Allah'ın emri, Hz. Peygamberi sünneti olarak bilinen evlilikler, az bir zaman içinde düşmanlığa dönüşüyor ve kadın hakkı olan boşanmayı isteyince de bıçaklanarak veya silahla vurularak öldürülüyor.

Kur'an, şöyle buyuruyor; "…Dikbaşlılığından endişe ettiğiniz kadınlara gelince; Onlara evvela ögüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın. Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki, üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır."

(Nisa, 4/34)

Hz.Ömer diyor ki; "İslam öncesinde biz erkekler, kadınlara hiç değer vermezdik.İslam geldi; Kur'an onlardan bahsetti. Gördük ki, onların da bizler üzerinde hakkı varmış".

"Biz Peygamber (s.a.v) zamanında hakkımızda bir vahiy inmesinden korktuğumuz için kadınlara kelam etmek'ten, haklarını çiğnemek'ten ve onlara sert davranmak'tan sakınırdık. Fakat Peygamber (s.a.v) vefat edince biz de onlara, karşı çok sözler söyler olduk ve onlara karşı kusurumuz arttı."

Hz.Peygamber, şöyle byuruyor; ''Sizin en hayırlınız, eşlerine karşı en iyi davrananlarınızdır".

''Ben, içinizde eşlerine karşı en iyi davrananım" demesi ve hayatı boyunca eşlerinden hiç birisine bir tek tokat bile vurmaması bunu göstermektedir.Efendimiz, alabildiğine medeni ilişkiler içinde, bir problemin çözümü adına eşlerinin irade ve tercihlerine saygı gösterip, nihai kararı onlara bırakmıştır.

KADIN ERKEKEĞE ALLAH'IN EMANETİDİR:

Efendimiz (s.a.v) veda hutbesinde, kadınlarınız sizlere Allah'ın emanetidir.Onlara zulmetmeyiniz, onlara hakaret etmeyin, onlara vurmayın, onlara haklarını veriniz, buyurmak'tadır.

KADININ YÜZÜ MUKADDESTİR:

Kadını dövme, İslam'da hoş karşılanmamıştır.Sebepsiz olarak dövmek haramdır, zulümdür.

Kadının yüzüne asla vurulmaz.

Zamanla bazı kadınların da

kocasını bir yiğit rolünde ve otoriter görmek ister ve kocasının kendisini dövmesinden hoşlanır ve rahatlar.

Böyle düşünen kadınlarda da hasta olup, tedaviye ihtiyaçları var.

Yiğitlik taslayarak, hanımının kolunu başını kıranlar da olur. Dinimiz, bunların hiçbirine izin vermez. Ne sebeple olursa olsun, hanımının bir uzvunu kıran, ona diyet ödemek zorunda bırakılır.

Kadına dayak atmak, kişinin çarelerinin bittiğini, güçsüzlüğünü aczliğini, gösterir.

BOŞANMAK, KADIN VE ERKEK İÇİN İSTENMYEN HELALLIKTIR.

"Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın."(Nisa, 34)

Meşru bir mazerete binaen helal olabilecek talak ise; "Allah'ı gazaba getiren helal bir şey varsa, o da talaktır." (Ebu Davut) hükmüyle eşlerin haksız olarak boşanması, en fena bir amel sayılmıştır.

İki taraf arasında anlaşmazlık meydana gelir, bir tarafta muhabbet bulunmazsa, eşler arasında kin ve nefret hakim olur, evlilik hayatı iki taraftan birine yahut her ikisine azap olursa, nikah büyük bir esaret haline gelir ve o vakit boşanma zorunlu olur. "Allah katında en sevimli şey bir insanı özgürlüğüne kavuşturmaktır." hadisine göre, iki esirden birini nikah bağından kurtarmak yani, talak bu gibi durumlarda özgürlüğe kavuşmak manasında istenen bir şey olur.

Hasılı kelam, bu hususta halkımızı bilgilendirmeliyiz. Gelinlik giysisi ve kınalı elinde gülleri ile evlenen kızlarımızı sırtından bıçaklayarak katletledenlere diyorum ki, kızlarımız bu caniliklerinizi haketmiyorlar.Kadınlar hakkında Allah'tan korkun...!