Kadere inanan insan rahattır...
KADER; Allah'ın her şeyi bir, takdir ile yaratması en büyük nimetlerden birisidir. Kader, insanlar için çok büyük bir konfor, büyük bir rahatlıktır. Kadere iman eden, hayatındaki her şeyi, hayatı boyunca karşılaştığı ve karşılaşacağı her olayı Allah'ın kaderinde yarattığını bilen bir insan hayatı boyunca bunun rahatlığını, güvenini ve iç huzurunu yaşar.
Kadere inanan insan rahattır. Çünkü yarının endişesine kapılmaz. Yarın ne olacağını düşünüp endişe ve sıkıntılar içine girmez.
Kadere inanan insan geçmişinde yaptığı hatalardan dolayı da mutsuz olmaz.
Kadere inanan insan ölüm anının da kaderin de olduğunu, Allah'ın dilediği vakitte, yerde ve dilediği şekilde canını alacağını bilir. Allah'ın canını almak için takdir ettiği zaman geldiğinde, hiçkimsenin ve hiçbirşeyin kendisini koruyamayacağını bilir.Bunun için tevekküllüdür. Allah'a inanıp güvendiği için ahirette sonsuz güzel bir yaşam ümidindedir.
KURAN'DA KADER GERÇEĞİ:
Kadere inanan insanın içi huzurludur, çünkü asla haksızlığa uğrayacağından korkmaz. Allah'a güvenir, Allah'ın her şeyi bildiğini, Allah'ın sonsuz adalet sahibi olduğunu bilir. Kuran'da da bildirildiği gibi, Allah, insanın içinde bulunduğu her durumu en ince ayrıntısına kadar bilendir.
Kaderin anlamı;
''Allah'ın geçmişten geleceğe kadar, yaşanmış ve yaşanacak olan tüm olayları tek bir an olarak bilmesidir.'' Bu, Allah'ın her varlık ve olay üzerindeki mutlak hakimiyetini ifade eder. Ama Allah tüm bunları, insanlar henüz karşılaşmadan önce de bilendir. Allah için geçmiş, şu an ve gelecek zaman birdir. Hepsi de Allah'ın ilmi ve kuşatması altındadır. Çünkü bunların hepsini yaratan O'dur.
"Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık." ayetiyle de bildirildiği gibi dünyadaki her varlığın bir kaderi vardır. (Kamer, 49)
Allah, "Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi ve herşey apaçık bir kitaptadır."
(En'am, 59) ayetiyle, toprağın ya da okyanusların kilometrelerce derinliklerinde meydana gelen olaylardan tutun da tek bir yaprak tanesinin düşüşüne kadar evrende meydana gelen her hareketin belirlenmiş bir kader üzerine gerçekleştiğini bildirmiştir.
"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılı olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır." (Hadid, 22) ayetiyle, karşılaşılan her olayın her detayın Allah tarafından özel bir hikmet ve akıl ile planlanmış olduğu bildirilmektedir.
''... Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.'' (Bakara, 216)
***
Güzel ülkemiz ve insanlarımız, imtihan içerisinde. Van şehrinde depremler birtürlü durmak bilmiyor. Aman Allah'ım ne canlar gidiyor. Elinden bir şey gelmiyor. Devlet ve Millet bir el olmuş...koşuyor, koşturuyor...çareler arıyor.
Resulullah (S.A.V)'e gelen Bedeviye Efendimiz niçin geldiğini sorduğunda; Allaha güvenerek, devesini çöle bırakıyor ve Hz. Peygamberi dinlemeğe geldiğini öğrenen Efendimiz; ''Önce deveni güvenilir bir yere bağla, ondan sonra Allaha tevekkül et'' diyerek,
herşeyden önce işinin sağlam olarak yapılması, ondan sonra tevekkülün gerek olğunu belirtmişlerdir.
BİZDE HERKEZ MÜTEAHHİT:
1983 yılından sonra, özellikle merhum Özal iktidarında Küçükçekmecede eline kazma küreğini alan müteahhit olmuş, gecekondular yıkılıyor, yerine apartmanlar dikiliyor. Dört katlı yerlere yedi kat atılıyor ve Belediye yetklileri görmüyorlar. Sonuç bugüne böyle gelindi.
Buda bir kader olayımıdır...?
Bu gibi tatsız olaylar Ortadoğu ülkelerinde oluyorda neden Avrupada olmuyor...?
Bizler hep güce sığınmışız. Dokunmazlık zırhlarına bürünmüşüz. Avrupada bir Trafik Polisi, Başbakanın arabasına ceza yazabiliyo..Ya bizde...?
Yeterki dokunmazlığın olsun...Görevi başında Polis Müdürünü bile tokatlarsın...İşte bunun adını kader ve demokrasi koymuşlar...
