Türkiye güçlü ve büyük bir ülkedir. Sorunlar karşısında teslim olmayacaktır. Millet olma iradesiyle, tüm sorunlarıyla başa çıkabilecek güce,her sorununu çözebilecek kabiliyetede sahiptir. Geçmiş birikimi, Türk zekâsıyla hayatın olağan akışı içinde milletinden aldığıgüçle,her meselenin üstesinden gelmeye de muktedirdir, mahirdir.

Ülkemizin huzuru, refah ve geleceğine yönelik ümitlerini kesintiye uğratmak için projelendirilmiş, ekonomik operasyonlara, siyasi oyunlara, diplomatik tuzaklara karşı millet olarak, devletimizle aynı mevzide, aynı çizgide, aynı siperde mücadele eder vaziyette olmalıyız. Milli birliğimizin ve toplumsal huzurumuzun zedelenmesine, geleceğe yönelik ümitlerimizin yok edilmesine, millî heyecanımızın ve bölgemiz de elde ettiğimiz kazanımların kaybedilmesine göz yummamalıyız.

Yeni ümitlerle girdiğimiz yeni yılda, Türkiye ve Türk milletleri olarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması, özlemini çektiğimiz, birlik ve beraberlik ruhuyla Türk-İslam coğrafyalarına yeni bir heyecan, yeni bir ivme kazandırdığı ve Türk birliğinin sütunları dikildiği bu günlerde, gönül ve kültür coğrafyalarımızda varlık ve birlik mücadelesi içinde yepyeni bir yıla, diri umutlar eşliğinde girerken, Ergenekon’un ilhamıyla, Türkistan’ın tarihi anılarıyla dünyanın geri kalanına istikrar saçacak, huzur sağlayacak, barış getirecek, refah ve adalet açısından da rol model olacağının farkında olan Türk düşmanı emperyalistlerin, ülkemiz üzerindeki oyunları göz ardı etmeden, yaşadıklarımızı, ülkemiz üzerinde kurulan oyunları, bölgemizdeki yaşanan entrikaları dikkate alarak, milli duygularla samimi bir muhasebe ve mütalaa yapmalıyız.

Ülke olarak, muhatap olduğumuz tehditlerle başa çıkabilmek, maruz kaldığımız tehlikeleri her cephede karşılayabilmek için, kurucu irade ruhuyla tarih şuuruna ve vatan sevgisine sahip olmamız esastır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, millet olarak yaşadığımız geçmiş olayların ve her anının bizlere vermiş olduğu derslerle, çevremizde kimin dost, kimin düşman olduğunu tarif edebiliyoruz.

Pandeminin üzerinden silindir gibi geçtiği dünya ekonomisinden, ülke olarak elbette bizlerde payımızı almaktayız. Millet olarak tüm imkânsızlıklara rağmen emperyalizmin emrine girmeyerek, Kurtuluş savaşını yapma iradesi göstermiş, ülkesinin geleceği için tüm sıkıntılara göğüs gerebilmiş, mensubiyetinden onur duyduğumuz bir milletimiz vardır.

Elbette ülke olarak ekonomik sorunlarımız ve sorumluluklarımız, bölgemizi çevreleyen, bağımsızlığımıza ve ülkemizin bütünlüğüne saldıran emperyalistlerle de bölgesel çözülmesi gereken zor ve ağır sorunlarımız var.

Ülkesine sevdalı bu aziz millet, sorunlarının da üstesinden gelecek, ülkesine yabancı dış güçlerle iş tutan, şahsi ikbalini, ülkesinin istikbalinin önünde çıkartan, iradesini ve vicdanını emir aldığı güçlerin esiri yapan, ülkesi aleyhine çalışan gayri milli kim varsa, çok iyi tanımalıyız.

Bunların ipliklerini de mutlaka milletin pazarına çıkartmalıyız Ülkenin egemenlik haklarını ve hükmü şahsiyetini muhafazaya, canı pahasına yeminli aziz kanlarıyla vatan kılınmış toprağa kanlarını akıtmaktan çekinmeyen, yiğit ve genç bir devletimiz var. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, kurulan tuzaklar karşısında, millet olarak elbette sorumluluklarımız ağır, sevdamız abidevidir.

Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne, bölgesindeki gücüne, sahip olduğu imajına, saygınlığına, tarihi vasfına gölge düşürmek için, dış işbirlikçilerle birlik olup emir alma kuyruğuna giren, ülkemiz üzerinde kötü emel sahibi gayri millileri 15 temmuzda olduğu gibi, bu millet yine onları şaşkına çevirecek, hayal kırıklığına uğratacaktır.

Bu sorumluluk ve milli duyguyla, ülkemiz aleyhine çalışan ikiyüzlülere karşı mücadele etmek, millet ve ülke yararına olanları takip ve temin etmek, ülkenin her ferdinin bu toprakları vatan yapan şehitlere saygı ve ülkesinin bekası için başlıca milli amacı olmalıdır.