İSTANBUL Havalimanı’ndan yapılan transferlerin “fahiş” fiyatlarını duyan herkesin ağzı açık kalıyor. Evet, şaşırmakta haklılar; taksiyle 200 lira olan bir mesafe için 1800 lira almak hangi mantıkla açıklanabilir ki?

Yaşanan olaylara, yansıyan haberlerin yüzeyselliğiyle bakıldığında, havalimanında kapan kurulduğu ve yakalanan turistin “söğüşlendiği” düşünülebilir.

Fakat öyle değil…

Her mantıksız sonucun mantıklı bir açıklaması olduğu gibi, bunun da var. Hem de birden fazla…

Anlatayım:

İstanbul Havalimanı’nda yolcu çıkış kapılarının bulunduğu alanda, seyahat acentalarına ayrılmış ofisler var. 14 metrekare büyüklüğündeki bu ofislerin metrekare kira birim fiyatı 450 euro. Hava parası hariç, aylık kira gideri -genel gider tahsilatlarıyla- 50 bin lirayı buluyor. Fakat bunula bitmiyor... Genel gider ücreti alınmasına rağmen çöp attırmak bile parayla. Bu ofislere tek bir telefon hattını bağlatmak1400 euro!

Her adımın para olduğu İstanbul Havalimanı’nda bir seyahat acentasının, diğer kalemler de eklendiğinde, aylık maliyeti 120 bin liranın üzerinde.

Dahası…

Bu kadar parayı harcayıp eziyetine katlanılan ofislerin önünden yolcu geçmiyor!

Devasa kolonların arkasında kalan ofisler, yolcuların büyük bir kısmı tarafından fark bile edilmiyor.

Hadi ofisler görünmüyor, biz görünür olalım deseler, “hanutçuluk”tan yiyorlar cezayı.

Karşılama için gelen “profesyonellerin”, arada birkaç yolcuyu “ayıklayarak” alıp götürmesini uzaktan, “sessiz” ve çaresizce izleyip duruyorlar.

Kaçışlar başladı

Ofislerin yerinin değiştirilerek görünür hale gelmesi için yapılan başvurular ise İGA yönetimince dikkate bile alınmıyor. Şimdiden üç kiracı tahliye işlemlerinin başlatılması için başvuruda bulundu. Bu sayının birkaç ay içinde 7-8’e ulaşması bekleniyor.

Doğal olarak çark bir yerden bozulunca, içinden geçen herkes “nasibini” alıyor. Kiracı acenta, 120 bin liralık maliyetini günde yakaladığı 3-5 müşteriden çıkarmaya çalışıyor. Euro bazındaki fiyatlar, TL’nin çarpan etkisiyle, şaşırtıcı rakamlara dönüşüyor.

Ne olmalı?

Hepsinden önce, İGA kendine gösterilen esnekliği, kiracılarına da yansıtmalı. Belirtilen sorunlara kulak tıkamayıp, yolcuların nitelikli ve makul fiyatlı hizmet alabilmesinin yolunu açmalı. Bunun için de kira ödeyerek kendisinden ofis alan şirketlerin ticaretini kolaylaştırarak, sürdürülebilir hale getirmenin yollarını aramalı.

Aksi halde, mimari bir hatadan doğan yanlışlar zinciri, ortaya çıkardığı sonuçlarla, ülke imajını ve turizmini kemirmeye devam edecek gibi görünüyor.