TURIZMI Teşvik Kanunu’nda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi TBMM’de kabul edilerek yasalaştı.

Teşvik anlamında sektörün beklentilerini karşılamayan yasa, arazi tahsisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın elini bir hayli güçlendirmiş oldu. Artık bakanlık, koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezlerindeki bir araziyi turizme tahsis etmek istediğinde, karşısındaki kuruma iki ay süre verecek. İki ay içinde cevap verilmemesi veya verilememesi halinde, olumlu görüş beyan edilmiş sayılacak ve arazi bakanlık eliyle turizm yatırımcısına tahsis edilecek.

Ama dikkat!

İlk bakışta bürokrasiyi azaltacakmış gibi görünen bu madde, kötü niyetli çevrelerin elinde, yağmanın ve peşkeşin yasal dayanağı haline gelebilir.

Yakılarak orman vasfından çıkarılan araziye otel yapılan bir ülkede, insan ister istemez tedirgin oluyor.

Diğer yandan, kamu kurum ve kuruluşlarının, sosyal tesis adı altında yaptığı “kapama ve paylaşım” faaliyetleri ise sorunun başka bir boyutu. Ülkenin neresine giderseniz gidin, harap veya birilerin arpalığına dönmüş misafirhaneler, kamplar, oteller, moteller görürsünüz.

Bir yanı dökülürken, diğer yanın kamu imkanları ile restore edilen bu tesisler, aynı zamanda önemli miktarda kaynak israfı.

Bu binaların biran önce koruma-kullanma dengesi içinde turizme kazandırılması gerekiyor.

Çünkü birçoğu çürüyor… Kültür ve Turizm Bakanlığı, ülke ve halk yararına bir şey yapmak istiyorsa, elindeki gücü ve konsantrasyonunu çürüyen kamu tesislerine yöneltmeli.