Türklerde Hz. Peygamber Efendimiz'in Sevgisi...
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) kadar sevilen bir başka insan doğmamıştır.
Milletimiz, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile derin bir iletişim kurmuş, ona olan sevgisini her alanda göstermiştir.
Nitekim II. Mahmut'un Zevcesi ve Abdulmecid'in annesi bu sevgiyi şu mısralarla ifade etmiştir.
''Muhabbetten Muhammed oldu hasıl,
Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl?''
Günümüzde de memleketimizin her köşesinde, okumuşunda okumamışında, gencinde yaşlısında, kadınında erkeğinde Allah Resulünün sevgisinin bir tezahürünü görmek mümkündür.
Onu kendi hayatlarına düşüncelerine kültürlerine, davranışlarına ve çevrelerine yansıtmışlardır.
Ona olan sevgi ve muhabbet örneklerine bakıldığında tamamen Türk kültürünün kendine has bir yansıması olarak görülür.
Hz. Peygamber'in ismi anıldığında gösterilen saygı,
getirilen salavat, ''Aleyhisselam'', ''Aleyhissalatü ve's-Selam'' ''Sallallahü aleyhi ve sellem'', denmesi gibi hususlar, toplumumuzla bütünleşmiş davranışlardır.
Bizim peygamberimize okuduğumuz salat-ü selamlarımız, aynı zamanda, Peygambere bağlılık andıdır.
Ona olan sevginin ve bağlılığın bir başka nişanesi olarak Peygamberimizin eşlerinin ve kızlarının isimlerinin kız çocuklarına verilmesi de bu güzelliğin bir başka yönüdür. Emine, Hatice, Ayşe, Fatma, Zeynep, Rukiye, Gülsüm gibi isimler bunlardan bir kaçıdır.
Bunlardan belki de daha önemlisi; ''Gül''ün Anadolu kültüründe bambaşka bir yerinin olmasıdır.
Gül motifi, bizzat Peygamberimizi simgelemekte ve isimlere özellikle kızlar ve soy isimlere, önünde veya sonunda Gül ismi ekli olan çeşitli isimler verilmektedir.
Gül, peygamberimizin sembolüdür.
Aşık Yunus; ''Gül, Muhammed teridir'' dememiş mi?
Hz. Peygamber'in mübarek sakallarını ve saçını keserken ashap onu teberrüken saklamayı adet edinmişlerdi.
Türk kültürümüzde; Hz. Peygamber'in sakallarına ve saçlarına ''Muy-i Şerif'' denmiştir.
Efendimizin vefatından sonra evinde sakal-ı şerifinden bir parçaya sahip olanlar bunu kutsal bir emanetmiş gibi korumuş, vefat ederlerken de aynı duygularla çocuklarına, torunlarına, ve nesilden nesile intikal ettirilmiştir.
Tarih boyunca devlet adamlarından alimlere, şairlerden mutasavvıflara, müelliflerden sanatkarlara kadar her kesimden insanımız, ona içli duygularla örülü sevgilerini ifade etmişler ve bunu nesilden nesile aktarmışlardır.
Ahmet Yesevi:
''Hak Teala sözüne
Resulullah sünnetine
İnanmayan ümmetine
Ümmet demez Muhammed
Ümmetim der Muhammed,
Doğru dese kul Ahmed,
Yarın olsa Kıyamet,
Mahrum koymaz Muhammed.''
***
Fuzuli ''Su Kasidesi''nde bugünkü Türkçe'yle:
''Peygambere olan hasret ve iştiyakından dolayı O'na doğru akmakta olan su, sürekli olarak Hz. Muhammed'in ayağının değdiği toprağa ulaşmaya çalışır.
Başını taştan taşa vurur da o yana doğru gitmekte ısrar eder.''
***
Yunus:
''Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Şefaat eylesin kem ter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed.''
***
Mevlana Hazretleri:
''Yaşadığım sürece Kur'an'ın hizmetçisiyim
Hz. Muhammed'in Yolunun Tozuyum ben.
Birisi benim bu sözümden başka bir şey naklederse
O sözden de o kimseden de şikayetçiyim ben.''
Merhum Şairimiz Mehmed Akif:
''Dünya neye sahipse O'nun vergisidir hep,
Medyun ona cemiyeti medyun ona ferdi,
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab bizi Mahşer'de bu ikrar ile haşret.''
***
Muhammed İkbal:
''Onun güneşinin zevali yoktur.
Onu inkar edenin kemali yoktur
Bütün Dünya Müslüman'ın mirası malı mülküdür.
Sözün ispatı ince manalı ''Levlake'' sözüdür.''
***
Merhum Alim ve mutasavvıf Ali Ulvi Kurucu:
''Gönlüm sana aşık, sana hayrandır efendim
Bir ben değil, alem sana kurbandır efendim.
Ta arşa çıkar her gece aşıkların ahı
Didarına aşık ulu yezdandır efendim
Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim
Sensiz bana cennet bile hicrandır efendim
Doğ kalbime bir lahza ey nur-i dilara
Nurun ki gönül derdine dermandır efendim
Ulvi'de senin bağrı yanık aşık-ı zarın
Feryadı bütün ateşi süzan dır efendim
Kitmirinim ey şah-ı rusül kovma kapından
Asilere lutfün yüce fermandır efendim.''
***
Arif Nihat Asya:
''Gel ey Muhammed Bahardır.
Dudaklarımız ardında saklı Aminlerimiz vardır.
Hacdan döner gibi gel... Mi'racdan iner gibi gel….
Bekliyoruz yıllardır''…
Kaynak;Türk İslam Kültüründe Hz. Muhammed)
