Gül Camisi...
Gül Camisi, 15. yüzyılın sonunda camiye çevrilmiş orta Bizans dönemi kilisesi.
İstanbul'da, Cibali semtinde, Mektep Sokağı üzerindedir.
Kesin olarak bilinmeyen yapım tarihi için çeşitli kaynaklarda 7. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar değişen tahminlerde bulunulmaktadır.
İstanbul'un fethinden sonra Haliç kıyısındaki konumu nedeniyle önce bahriye deposu olarak kullanılmış, 1490'da camiye çevrilmiştir.
Camiye çevrilme tarihi olarak II. Selim dönemini 1566-74 veren kaynaklar da vardır.
Bu bilginin, o dönemde camiye bir minarenin eklenmesinden kaynaklandığı sanılır.
II. Mahmud döneminde büyük bir onarım gören yapının kubbesi yenilenmiş, içine hünkâr mahfili eklenmiştir.
Yapı, tuğla tonozlarla örtülü bir bodrum kat üstünde yükselir.
Dört büyük ayağa pandantiflerle oturan bir kubbenin örttüğü orta mekânı, iki yanda ve giriş tarafında ''U'' biçiminde bir koridor sarar. Kubbenin önünde, yarım daire planlı orta apsis, yanlardaki koridorlann uçlarında da gene yarım daire planlı yan apsisler yer alır.
Arka ve yan koridorların üzerinde bir galeri katı bulunur.
Üç yanda bu galerilerin, önde de kubbeyle orta apsis arasında kalan bölümün üzerini örten beşik tonozlar, üst katın planını kısa kollu bir Yunan haçına dönüştürür.
Haçın kolları arasında kalan köşeler de birer küçük kubbeyle örtülüdür.
Tuğla ve taş sıralarıyla almaşık olarak örülmüş yapının dış görünüşü, alışılmış kapalı Yunan haçı planlı kiliselere benzemez.
Çünkü hem merkezî kubbe, hem de köşe kubbeleri hiçbir kasnakla yükseltilmeden doğrudan yapı kütlesinin üstüne oturtulmuştur.
Hatta köşelerdeki küçük kubbeler, haçın kollannı oluşturan beşik tonozların hizasından bile alçaktadır.
Yan apsislerin dış görünüşü Fenari İsa Camisi'ninkilere çok benzer.
Yalnız bunlarda tuğla örgüsüyle yapılmış bezeme yerine, yan yana dar, ama yüksek sağır kemerler oluşturulmuştur.
Bu apsislerin son Bizans döneminde 13-15. yy elden geçirilerek, bu görünümü aldığı sanılmaktadır.
İç mekanda, orta apsisle sağ yan apsis arasındaki duvarın kalınlığı içinde, bir veli olduğuna inanılan Gül Baba'nın mezarı vardır.
Caminin adı da buradan gelmektedir.
***
Burmalı Minare Camii:
Amasya Bakırcılar Çarşısı arkasında yer alır. Selçuklu Hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında veziri Ferruh Bey tarafından;
1237-1247 yılları arasında yaptırıldığı ileri sürülmekte ise de yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
İlk yapılıştan sonra 1590'da deprem ile 1602'de yangın sonunda harap olmuş olan binanın yeniden tamir ettirildiği ve bu tamirden sonra da önceden ahşap olan minarenin yeniden ''camiye ismini verecek şekilde burmalı olarak'' yapıldığı kitabesinde görülmektedir.
Bina Selçuklular'ın ilerlemiş kubbe cami tipini göstermesi bakımından önem taşır.
Cephesi, diğer Anadolu Selçuklu eserleri gibi geometrik motifler ve mukarnas dolgularla tezyin edilmiştir.
Giriş cephesinin sol köşesinde, bitişik olarak yapılmış olan piramit çatılı kümbette bina emini Ferruh Bey ve oğlu Yusuf Bey yatmaktadır.
Kümbet kare kaide üzerinde sekizgen planda olup, kesme taştandır.
Beden duvarları üzerinde iki sıra halinde kirpi saçağı müteakip piramit çatı gelmektedir.
Yapının üst katı son zamanlara kadar kütüphane olarak kullanılmış, alt kısımda halen müzede bulunan mumyalar muhafaza edilmiştir.
Şehzade Cumudar'ın mumyası da burada bulunduğu için halk arasında kümbete Cumudar Türbesi de denmektedir.
