26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Beşiktaşlı Yahya Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Müderris, şair ve sufi.

1495 yılında Trabzon'da doğdu. 

Beşiktaşi Yahya Efendi, Müderris, Molla Şeyhzade olarak tanınır. 

Hayatına dair ilk bilgiler Aşık Çelebi'nin Meşairü'ş-şuara'sında, Ali Mustafa Efendi'nin Künhü'l-ahbar'ında, Kınalızade Hasan Çelebi'nin Tezkiretü'ş-şuara'sında ve müridlerinden Şaban Efendi'nin soyundan gelen Mehmed Dai'nin Menakıb'ında 

yer alır. 

Babası, Şami Ömer Efendi, annesi, Afife Hatun'dur. 

Bazı kaynaklarda babasının Amasyalı olduğu kaydedilir.  

Ömer Efendi'nin Trabzon'da kadılık yaptığı dönemde II. Bayezid'in oğlu Şehzade Selim, Trabzon sancak beyi idi. 

Bu dönemde Ömer Efendi ile şehzade arasında bir dostluk kurulduğunu tahmin etmek mümkündür. Yahya Efendi'nin doğumundan birkaç gün sonra Şehzade Selim'in oğlu Süleyman'ın dünyaya gelmesi muhtemelen iki aileyi birbirine daha da yakınlaştırmıştır. 

Nitekim Şehzade Süleyman'ın annesinin sütü yetmeyince Afife Hatun'un şehzadeyi de emzirdiği 

ve Yahya Efendi ile Kanuni Sultan Süleyman'ın sütkardeşi oldukları belirtilmektedir. 

Ömer Efendi'nin Trabzon'dan sonra nerede görev yaptığı bilinmemekte, ancak Şam'a döndüğü ve orada vefat ettiği kaydedilmektedir.

Yahya Efendi, çocukluk ve ilk gençlik yıllarını Trabzon'da geçirdi. 

Atai, onun bu dönemde sık sık şehir dışında bir mağarada inzivaya çekildiğini ve bunun yedi yıl sürdüğünü belirtir. 

Onun aynı dönemde Trabzon'daki medreselerden birinde tahsilini tamamladığı tahmin edilebilir. 

Yahya Efendi, Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkışının ardından Şehzade Süleyman'ın maiyetinde ailesiyle birlikte İstanbul'a gitti. 

İstanbul'da tahsilini Zenbilli Ali Efendi'nin yanında tamamladı.

Hocasının vefatı üzerine günlük 15 akçe ile Canbaz Mustafa Medresesi'nde müderrislik görevine başladı. Ardından Hacıhasanzade, Efdaliye, Gebze'de Çoban Mustafa Paşa, Üsküdar'da Mihrimah Sultan medreselerinde ve 1553 yılında Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi'nin yerine tayin edildiği Sahn-ı Seman Medresesi'n-de müderrislik yaptı. 

Göreve tayininden iki yıl sonra Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi olayı sırasında saraydan çıkarılan annesi Mahidevran Sultan'ın yeniden saraya alınması için Kanuni'ye yazdığı bir arıza yüzünden araları açıldı 

ve görevinden uzaklaştırıldı; ardından günlük 50 akçe ile emekliye sevkedildi.

Aşık Çelebi, Yahya Efendi'nin bu duruma çok üzüldüğünü nakleder. 

Kanuni Sultan Süleyman'ın Yahya Efendi'yi görevinden azletmekle birlikte faaliyetlerine pek müdahale etmediği anlaşılmaktadır. 

Daha sonraki yıllarda padişahın şeyhe altın ve gümüşten hediyeler gönderdiği, şeyhin de bahçesinde yetiştirdiği bazı ürünleri padişaha yolladığı rivayet edilir. (Kınalızade). 

Görevinden ayrılmasından sonra kendi imkanlarıyla Beşiktaş'ta geniş bir arazi satın aldı ve hayatının geri kalan kısmını burada kurduğu dergahta geçirdi.

Onun Boğaz kenarında, Hz. Masa ile Hızır'ın buluştuğu yer olarak kabul edilen Hıdırlık adını verdiği bölgeye rüyasında gördüğü bir şahsın işaretiyle gidip tekkesini kurduğu belirtilir. 

Bazı kaynaklarda Yuşa peygamberin Beykoz'daki makamının Yahya Efendi tarafından keşfedildiği anlatılır. 

Kınalızade Hasan Çelebi onun Anadolukavağı'nda Yoros'ta bir mescid, medrese ve hamam yaptırdığını yazar. 

Menakıb'da da Yahya Efendi'nin sık sık Yoros'a giderek, dinlendiği ifade edilir.

4 Mayıs 1571 tarihinde kurban bayramı gecesi vefat eden Yahya Efendi'nin cenaze namazı bayram namazından sonra Ebüssuud Efendi tarafından Süleymaniye Camii'nde kıldırıldı ve dergahının bulunduğu yere defnedildi. 

Cenazeye devlet erkanı, ulema ve halktan büyük bir kalabalık katılmış, II. Selim'in emriyle dergahın bulunduğu yere bir türbe inşa edilmiştir.

Yahya Efendi'yi sadece müslümanların ziyaret etmediği, dergahın gayri müslimlerin yoğun biçimde yaşadıkları bir bölgede kurulmuş olması sebebiyle çoğu denizci birçok hıristiyanın da onu ziyarete gittiği, bazı konularda kendisinden yardım istediği anlaşılmaktadır. 

Müderris mahlasıyla şiir yazan Yahya Efendi'nin şiirleri ölümünden sonra bir divan halinde derlenmiştir. 

Yahya Efendi ile ''Muhibbi'' mahlasını kullanan Kanuni Sultan Süleyman'ın şiire Trabzon'daki çocukluk yıllarında başladıklarını söyler. 

Yahya Efendi, şiirlerinde dünya hayatını, bazan da kendini sorgulamakta, siyasi ve içtimai meselelere temas etmekte, zaman zaman beslenme kültürüyle ilgili mısralar söylemekte, Kanuni Sultan Süleyman'a tavsiyelerde bulunmaktadır.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *