Mihrî ve Zeynep hatun
Mihrî Hatun, Zeynep Hatun'la birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerindendir.
1460 ya da 1461'de Amasya'da doğdu ve 1506'da yine burada öldü.
Asıl adı; Mihrünnisa ya da Fahrünnisa'dır. "Mihrî" mahlasını kendisi de bir şair olan babası Mehmet Çelebi bin Yahya'dan 'Belâyî aldı.
Hiç evlenmedi.
Sultan II. Bayezid ve oğlu Şehzade Ahmed'in Amasya Valiliği sırasında kentte toplanan bilgin ve sanatkarların meclislerine katıldı.
Güzelliğiyle bölgede ün salan Mihrî Hatun, sade bir dille yazdığı kaside ve gazelleriyle tanınır. Diğer divan şairi kadınlardan aşkı çekinmeden kullanmasıyla ayrılır. Şairi Necati Bey'i kendisine örnek aldığı, şiirlerini Necati Bey'e gönderip fikrini öğrenmeye çalıştığı iddiaları da vardır. Söylentilere göre Necati Bey ile aralarında duygusal yakınlaşma vardı. Ayrıca şiirlerinde, Müyyedzâde Abdurrahman Çelebi ve Sinan Paşazâde İskender Çelebi'ye duyduğu aşka dair ipuçlarına da rastlanır.
Mihrî Hanım Divanı 1967'de Moskova'da basılmıştır.
Eserlerinden örnekler:
Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın
Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın
Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın
Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın
Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim
Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın
Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim
Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın
Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin
Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın
Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin
Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın
Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda'dan dilerim
Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın
Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına
Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın.
********
Zeynep Hatun
Zeynep Hatun da Divan edebiyatının bilinen ilk kadın şairi. Mihrî Hatun ile aynı dönemde yaşamıştır.
15. yüzyıl Amasya'da yaşamış bir kadı kızı ve bir kadı eşidir. Mihri Hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri vardır.
Divanı, Sultan Mehmet adına düzenlenmiştir.
Zeynep Hatun, şiirlerinde kadınların yadırgayacağı çeşitli düşünceler barındırır; Kadının isteklerini açgözlülük olarak nitelendirir ve döneminin kadınının aşağılık konumundan sıyrılma isteğini sık sık dile getirir.
Zeynep Hatun, bir şair olarak kabul görebilmek için, arzularının ''merdane'' erkeğe yakışan, mertçe olmasını ister. Tıpkı alçakgönüllü bir erkek gibi, bilge olmak isteğini vurgular.Yumuşaklık, sevecenlik gibi kadına özgü bazı değerleri, zayıflık ve ruhsal eksiklik diye nitelendirir.
Aşık Çelebi, ''Mesairus Şuara'' adlı kitapta, Zeynep Hatun'un yaşamının son döneminde şiiri bıraktığını, inzivaya çekildiğini anlatır.
Eserlerinden örnekler:
Gazel
Keşfet nikabını yeri göğü münevver et
Bu âlem anasırı firdevs-i enver et
Depret lebini cüşe getir hacz-i kevseri
Anber saçını çöz bu cınanı muattar et
Hattin berat verdi saba yeline dedi
Tez er Hatay'a Çin'i tamam et müseehhar et
Yâra yolunda âşk ile derdinden ölenin
Kim der sana ki hecr ile cânın mükedder et
Zeynep çü dost zülfü gibi tarümarsın
Divane olma şiirini divan ü defter et
Zeyneb ko meyli zinet-i dunyaya zen gibi
Merdane var Sade-dil ol terk-i ziver it
******
Zeynep Hatun'un Gizli Aşkı:
Şehâ bu sûret-i zîbâ sana Hakk'dan inâyettir
Sanasın Sûre-i Yûsuf cemâlinden bir âyettir
Senin hüsnün, benim aşkım, senin cevrin, benim sabrım
Demâdem artar, eksilmez, tükenmez, bî-nihâyettir.
Zeynep Hatun
Ey şah! Bu süslenmiş, yaratılırken özenilmiş görünüş hem karakter hem dış görünüş olarak sana Allah'tan gelmiş bir hediyedir.
Öyle ki, Yusuf Sûresi'nin kendisi, senin güzelliğin sûresinin bir âyeti sanılacak kadar güzelsin.
Senin güzelliğin arttıkça benim aşkım, senin cefâ edişin, bana çektirişin arttıkça da benim sabrım artar, eksilmez, tükenmez,
sana karşı aşkım ve sabrım sonsuzdur.
***
Fatih döneminin kadın şairlerinden ve Fatih' in huzuruna peçesiz çıktığı rivayet olunan Zeynep Hatun' un herkesten gizlediği "Fatih'e olan aşkını anlatan dizeleri.
