İlk Ezan'ın Okunuşu...
HİCRETTEN sonra Medîne'de Peygamber efendimizin mescidi yapılmış Mescid'e toplanır; namaz vaktini beklerlerdi. Ba'zıları da tam vakti tesbit edemezlerdi.
Sevgili Peygamberimiz buna bir çâre arıyorlardı. Bir gün arkadaşlarını topladılar. Meseleyi hep birlikte konuşmaya istişâreye başladılar. İlk önce şu teklif yapıldı:
Namaz vakitlerinde çan çaldırsak!
Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Çan çaldırma âdeti Hıristiyanlara mahsûstur. Bize yakışmaz.
Sonra başka bir düşünce ileri sürüldü:
Boru çaldırsak!
O da Yahûdîlere âittir. Doğru olmaz.
Ateş yaksak
Yüksek yerlerde ateş yaksak. Böylece namaz vakitlerini görerek öğrenmiş oluruz!
Bu teklife de Allah'ü Teâlâ'nın Resûlü şöyle buyurdu:
Ateş yakmak ateşe tapanların işidir. Mecûsîlerin yaptığını taklîd edemeyiz. Son olarak:
Namaz vakitlerinde teklifinde bulunuldu.
Peygamber efendimiz karar veremeden dağıldılar. Müslümanlar üzgün olarak evlerine çekildiler.
O toplantıda bulunan Abdullah bin Zeyd Sevgili Peygamberimize gördüğü rü'yâyı anlattı:
Yâ Resûlallah! Dün gece rü'yâmda mübârek bir zât gördüm. Elinde parlak bir çan vardı. Ona sordum:
Onu bana satar mısın?
Çanı ne yapacaksın?
Müslümanları namaza da'vet edeceğim.
O mübârek zât güldü ve dedi ki:
Sana ondan daha hayırlı bir şey öğreteyim mi?
Öğret!.
O zaman bana Ezân-ı Muhammedî'yi okudu."
Abdullah bin Zeyd hazretlerinin rü'yâlarını anlatmasından sonra Allah'ü Teâlânın Resûlü de tebessüm ederek buyurdular ki:
İnşâallah gördüğün hak rü'yâdır daha yüksektir.
Aynı rü'yâyı ben de gördüm
Bu rü'yâ ve Ezân kelimelerini işiten Hz. Ömer dedi ki:
Yâ Resûlallah! Seni hak Peygamber olarak gönderen Allaha yemîn ederim ki aynı rü'yâyı ben de gördüm.
Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz hamdettiler.
Bundan sonra Sâhib-ül Ezân diye meşhûr olan Abdullah bin Zeyd büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Resûlullah ile beraber Vedâ Haccı'nda bulundu. Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını fakirlere sadaka olarak dağıttı. 644 yılında 64 yaşında iken vefât etti.
Buyurdu ki:
"Dünyada olup da âhiret hayatı yaşıyan insan saâdet içindedir. Bir insan yaşadığı müddetçe Allahı hatırından çıkarmayıp O'na hep yalvarırsa âhirette merhametine sebep olur. Böylece âhiret hayatı yaşamış olur."
