09 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kimseye etmem şikayet...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

''Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime''

Güfte, Beste: Kemani Serkis Efendi, Makam: Nihavend

***

Bu şarkıyı Bakırköy Devlet Hastanesinin önünde dinlemeli.

Diğer bölümlerde olduğu gibi Otopedi bölümüne girde gör. Savaştan çıkmış gibi. Kimi trafik kazasından yaralanmış, kimi elini hızara vermiş, kimi ağaçtan düşmüş, kimi kavkadan satırla yaralanmış. Bir doktor, yüzlerce yaralıyla uğraşıyor. Haftada on günde ameliyat sırası geliyor. Odalar, oldukça hasta dolu. Birde hasta refakatçisi ilava edersen, beş kişilik odada on kişi kalıyor. Ameliyatlık hastalar sıraya alınmış, gününü bekliyor.

Sadece Bakırköy Devlet hastanesi mi? Hayır. Diğer hastanelerde aynı.

Efendim, sigortan var, özel hastanelere niçin gimiyorsunuz, dersen...? ben onlara derimki, ameliyat için özel hastaneye gitte bir görüver.

700 tl'ye çalışan bir işçi, özel hastaneye nasıl gitsin. Peki no'lacak bu durum? Böyle gelmiş böyle gider. Fakirmisin, düzyolda kalırsın. ''Ağlarım ben halime''

Bu yazımı yazarkende kimseyi kimseye şikayet etmiyorum. Sadece efkarlandım. Hastaların durumunu gördüğüm için bu şarkı aklıma geldi. Hepsi bundan ibaret.

***

İstanbul bu yükü taşımıyor...

İstanbul, gerçekten bu yükü artık taşıyamıyor. Her nekadar İstanbulun dağı taşı altın demişlersede, artık İstanbulda ikamet etmek bir işkençe haline döndü. Kimler için mi? Elbette asgari üçretle çalışanlar ve kirada oturan vatandaşlar için.

Efendim, memleketine dönsün. Memleketinde ekip biçmeye toprağı yoksa nere gitsin.

Çözüm ne...? Bakanlık müfettişleri hastaneleri gezecek, bakacak ve vatandaşı rahatlatmak için çözüm arayacak.

Aksi takdirde halimize daha çok ağlar gezeriz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *