10 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Allah için buğzetmek...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Allah için seven bir kimseye Allah için buğzetmek de lazımdır. Çünkü sen, Allah'a itâat ediyor ve Allah nezdinde değerlidir, diye bir insanı seversen eğer o insan, Allah'a isyan ederse, Allah'a isyan ettiği ve O'nun nezdinde değersizleştiği zaman da ona buğzetmen gerekir Herhangi bir kimseyi bir sebepten ötürü sevi yorsa, o sebebin zıddından ötürü de buğzetmesi zaruridir Bunların ikisi, biri diğerinden ayrılmayan lazım ve melzumlardır Bu kaide âdetlerdeki buğz ve sevgide daimi bir kaidedir.
 
Fakat sevgi ve buğzun herbiri kalpte saklı bir hastalıktır Ancak galebe çaldığı zaman, sızar Sevgililerin birbirine yaklaşması, düşmanların bir birinden uzaklaşması, birbirlerine uygun veya aykırı hareket et meleriyle meydana çıkar Bu bakımdan ne zaman fiilde bu beli rirse, o fiile dostluk ve düşmanlık adı takılır.

Allah Te'âlâ daha önce naklettiğimiz hadîs-i kudsîde kulundan şunu sorar:

Sen benim yolumda herhangi bir dostu dost edindin mi? Herhangi bir düşmana düşmanlık güttün mü?

Bu hakîkat senin için taat ve ibadetinden başka bir tarafı gö zükmeyen bir kimse hakkında apaçıktır Çünkü sen böyle bir kim seyi sevmeye muktedirsin veya sana kötülüğünden başka birşeyi gözükmeyen kimseyi düşünelim: Sen böyle bir kimseye buğzetmeye muktedirsin. Ancak girift ve çözülmez durum şudur: Ada'mın taat ve ibadetleri günahlarla karıştığı zaman dersin ki: 'Ben bu adam hakkında sevgi ile buğzu nasıl bir arada yürütebili rim Oysa ikisi zıttırlar İkisinin meyvesi uygunluk ve muhalefet, dostluk ve düşmanlık da zıttırlar'.

İşte cevap olarak derim ki: Bu durum, beşerî hazlarda müte nakız zıt olmadığı gibi, Allah Te'âlâ'nın hakkında da zıt değildir Çünkü bir kişide ne zaman ki birtakım hasletler bir araya gelirse, onların bir kısmı sevilir, bir kısmına da buğzedilir Sen o kişiyi bir yönden seversin, diğer yönden ona buğzedersin Bu bakımdan bir kimsenin güzel ve fâsık bir hanımı vardır veya güzel hizmet eden ve zeki bir evlâdı vardır. Fakat bununla beraber fâsıktır. İşte bu kimse bu tip yakınını bir yönden sever, öbür yönden de ona

buğzeder O'nunla iki hâl arasında bulunan bir halde olur. Zira ada'mın biri zeki ve itâatkâr, diğeri ahmak ve asi, üçüncüsü hem ahmak, hem de itâatkâr veya zeki ve asi üç evlâdı farzedilirse böyle bir kimse bu evlâtlarına karşı nefsinin üç değişik durumda bu lunduğunu görür Onların hasletlerinin değişikliği sebebiyle nef sinin değişikliğini müşahede eder. İşte böylece senin de durumun, fısk'u fücu'run veya taat ve ibadetin kendisine galebe çalmış olduğu veya bu iki yönden birinin kendisinde bulunduğu bir kimseye izafe ten böyle olmalıdır. Üç değişik mertebe üzerinde olmalıdır.

Şöyle ki; onların herbirine kendi durumlarına göre davranman gerekir. Her sıfata; sevgi veya düşmanlık'tan hakkı ne ise, onu vermeli, on dan tamamen yüz çevirmemelisin alıntı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *