13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Sabır ve Şükür...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ebubekir Sıddîk, bir kuşa hitaben ''Ey kuş! Keşke senin gibi olsaydım. Beşer olarak yaratılmasaydım!'' demiştir.

Hz.Osman ''Öldüğüm zaman dirilmemek isterdim!'' demiştir.

Hz.Aişe ''Unutulmuş olmayı isterdim!'' demiştir.

Hz.Ömer Kur'an'dan bir ayet dinlediği zaman korkusundan bayılarak düşerdi. Birkaç gün hastadır, diye ziyaret edilirdi. Birgün yerden bir saman çöpü alarak, şöyle dedi: ''Keşke ben bu çöp olsaydım.Keşke ben anılır birşey olmasaydım. Keşke ben unutulmuş olsaydım.Keşke annem beni doğurmasaydı''.

Hz. Ömer'in yanağında göz yaşlarından iki siyah iz vardı.O şöyle demiştir: ''Kim Allah'tan korkarsa öfkesini dindirmez tüm Allah'tan ittika ederse her istediğini yapmaz. Eğer kıyamet olmasaydı muhakkak sizin gördüğünüzün hilâfı olacaktı!''

Hz. Ali (r.a) sabah namazından selâm vererek çıktığında üzüntüye kapılmış bir halde mübarek elini evirip çeviriyor ve şöyle diyordu: ''Ben Hz. Muhammed'in ashabını gördüm. Bugün onlara benzer bir kişi görmüyorum.O'nlar tozlu topraklı benizleri sapsarı ve gözlerinin arasında keçinin dizlerinde olduğu gibi izler olduğu halde sabahlardı. Onlar bütün geceyi secde ve kıyam etmek sûretiyle Allah'ın kitabını okuyarak alın ve ayakları arasında uyuklarlardı! Sabahladıkları zaman Allah'ı anarlar ağaçların rüzgârlı bir günde sağa sola eğildiği gibi uzanırlardı. Elbiselerini ıslatacak kadar gözlerinden yaşlar akardı. Yemin olsun sanki ben şu kavmi gafil olarak gecelemiş görüyorum!''.

İmrân b. Hüseyin der ki: ''İstiyordum ki bir kül olaydım. Şiddetli bir günde rüzgârlar beni saçıp savursaydı!''.

Mâlik b. Dinar der ki: Ben Kâbe-i Muazzama'yı ziyaret ederken ibadet eden bir cariye gördüm. Kâbe'nin örtüsüne sarılmış şöyle diyordu: ''Yarab! Nice şehvetler vardır ki, lezzetleri gitti, mesuliyetleri kaldı. Yarab! Acaba ateşten başka senin vereceğin bir cezan yok mudur?'' Bunu hem söylüyor hem ağlıyordu. Fecir doğuncaya kadar bu hale devam etti.

Mâlik dedi ki: Bunu gördüğüm zaman elimi başıma koyup çığlık kopararak şöyle dedim: ''Ey Mâlik! Annen senin matemini tutsun! İşte bu kadından ibret al''!

Rivayet ediliyor ki Fudayl b. Iyaz Arefe günü halk dua ederken o ciğeri yanmış ve ilk evladını kaybetmiş bir anne gibi güneş bâtıncaya kadar ağladı.Güneş battıktan sonra sakalını tutup başını göğe kaldırdı ve şöyle dedi: ''Eğer affetmişsen de onun kendi nefsini kastediyor senden duyduğu mahcubiyeti ne korkunç!'' Bunları söyledikten sonra halka katıldı.

İbn Abbas'a korkanların hali sorulunca şöyle dedi: "Onların kalpleri korkudan ötürü yaralıdır. Gözleri yaşlıdır. Onlar, biz nasıl sevinelim? zira arkamızda ölüm vardır! derler. Kıyamet ise; "bizim va'dolunduğumuz yerdir. Cehennem üzerinde yolumuz vardır. Rabbimiz olan Allah'ın huzurunda duracağımız yer vardır".

Hasan Basrî katıla katıla gülen bir gencin yanından geçip onun bir kavimle beraber bir mecliste oturduğunu gördü ve şöyle dedi:

Ey genç! Sen sırat köprüsünü geçtin mi?

Hayır!

Sen cennet veya cehenneme gideceğini biliyor musun?

Hayır!

O halde bu gülmek nereden geliyor?

Râvî diyor ki o genç o günden itibaren gülerken görülmedi.

Mâlik b. Dinar derdi ki: ''Ben isterdim ki öldüğüm zaman etrafımdakilere emredeyim. Beni bağlasınlar boynuma zincirler taksınlar. Sonra kaçan kölenin efendisine götürüldüğü gibi rabbimin huzuruna götürsünler''.

Muhammed b. Ka'b el-Kurazî'nin annesi oğluna dedi ki:

Ey oğul! Ben seni küçük iken de büyük iken de iyi bilirim. Sanki sen helâk edici bir yoldasın. Gördüklerimden anladığım kadarıyla bunu da gecen ve gündüzünde yapmış

olduklarından hissediyorum.

Anneciğim! Allah Te'âlâ'nın ben günah işlerken muttali olup da benden nefret ettiğini izzet ve celâlime yemin ederim seni affetmeyeceğim, dediğini işitmediğimden ben nasıl emin olabilirim?

Abdullah b. Amr b. el-Âs der ki: ''Ağlayın! Eğer ağlamanız gelmiyorsa ağlar görünün! Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim eğer sizden biriniz ilmi bilseydi sesi kesilinceye kadar bağırırdı. Beli kırılıncaya kadar namaz kılardı''..

Haccac-ı Zâlim Said b. Cübeyr'e dedi ki: ''Kulağıma geldiğine göre sen hiç gülmezmişsin?''

Said ''Ben nasıl güleyim? Cehennem alevlendirilmiş zincirler hazırlanmış zebaniler de hazır beklemektedir, dedi.

Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı şeytan Allah'ın affına güvendirmek suretiyle sizi aldatmasın.(Fâtır, 5)

Ey insan! Kerîm olan rabbına karşı seni aldatan ne? (İnfitar, 6) 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *