17 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Adile Sultan...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Adile Sultan, Osmanlı padişahlarından II.Mahmud'un kızıdır.

1 Haziran 1826 tarihinde Topkapı Sarayı'nda doğan Adile Sultan'ın annesi Zernigar Sultan'dır. Babası Sultan 2. Mahmud sanatçı kişiliği ile öne çıkmış, özellikle hat ve musiki ile yakından ilgilenmiş bir padişahtı. Adile Sultan sarayda çok iyi bir eğitim görmüş, daha sonra da 1845 yılında Kaptan-ı Derya ve sadrazam Mehmet Ali Paşa ile evlenmiştir.Düğünleri 19'ncu Yüzyıl'ın en muhteşem düğünü olarak tarih sayfalarına geçmiştir.

Aile bağları kuvvetli, dindar ve mütevazı bir Osmanlı kadını olan Sultan, kadınların haremden dışa açılmalarına öncülük etmesinin yanında, yardımseverliği ve insan sevgisi ile İstanbullular tarafından çok sevilmiştir. Adile Sultan'ın mektep ve fukara evlerini tamir ettirmesi, çocukların okuması için gayret sarfetmesi, kurumuş çeşmelere su getirtmesi, gelinlik kızlara çeyizler yaptırması halk arasında vefatından çok sonra bile övgü ve taktirle anılmıştır.

Adile Sultan'ın edebiyata karşı özel bir ilgisi ve yeteneği de vardı. Döneminin ünlü kadın şairleri;

Leylâ ve Fıtnat Hanımlar'dan yetenek ve teknik bakımdan daha az başarılı sayılsa da Adile Sultan özellikle Osmanlı tarihine tuttuğu ışık nedeniyle önemlidir. Adile Sultan'ın önemli bir vasfı da Osmanlı Hanedanı'ndan Divan tertip etmiş tek kadın şair olmasıdır. Özellikle Fuzuli ve Şeyh Galib'e nazireler ve Yunus Emre tarzında hece vezniyle şiirler yazmıştır. O, bu samimi sözleriyle kardeşi sultan Abdülaziz Han'ın şehit edilmesine de ışık tutmuştur. Ayrıca Muhibbî Kanuni Sultan Süleyman Divanı'nın basılmasını sağlamıştır.

Çocuklarının ve eşinin arkasından hissettiği hüznü çeşitli şiirlerinde yoğun bir biçimde işlemiştir. Aruzun yanı sıra hece vezniyle de şiirler yazmıştır. Şiirleri; "Adile Sultan Dîvânı" ismiyle yayımlanmıştır.

Sultan Abdülmecit, kız kardeşi Adile Sultan'a bir saray yaptırmak üzere Kandilli sırtlarında Tophane Müs'iri Halil Rıfat Paşa'nın konağını ve bahçesini satın almıştır. Ancak saray daha sonra 1876 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.

Adile Sultan Sarayı, bizzat Adile Sultan tarafından ölümünden önce, 1899'da kız okulu olması isteği ile Milli Eğitim'e bağışlanmıştır.

1898 senesi Ocak ayında vefat edince, kocası Mehmed Ali Paşanın Eyyub'deki türbesine defnedilmiştir. Adile Sultan, yetmiş üç sene yaşamıştır. Adile Sultan'ın Türbesi halen İstanbul Eyüp'te, Bostan İskelesi yakınındadır.

***

Adile Sultan'ın Şiirleri:

Aşkta kanun imiş âşıklara cevr eylemek

Âşık oldur kim cefâ-yı yâre sabretmek gerek

Aşk nâz ü şîve evvel gösterir âşıklara

Âşık ol demde ona cânı fedâ etmek gerek

Âşıkın ancak murâdı dostunun maksâdudur

Çekse de bin derd ü mihnet hep sebât etmek gerek

Arzâ-yı dü-cihândan geçmedir aşka nişân

Terk-i cân edip reh-i cânâna azm etmek gerek

Âftâb-âsâ bilip her zerresin nâr-ı safâ

Her belâ dosttan gelir kim merhabâ etmek gerek

Havf-ı a'dâ eylemez olan müsellah aşk ile

Yanmadan Hakka erilmez pertev-i tevhîd gerek

Nefsle cehd et tecellî eylesin aşk-i Hudâ

Beyt-i kalbi Âdile ma'mâr ü pâk etmek gerek

***

Eşini ve kızını kaybettikten sonra yazdığı şiir:

Dervişim, kendi başıma yine sultân gezerim

Âlem-i aşkda seyyâh olup her ân gezerim

Pâdişâh saltanât-ı dehr için kayd çeker

Kayd-ı nâmâsu geçip, ben dahî uryân gezerim

Ne safâdan geçerim vaz, ne cefâdan hâzerim

Emr-i teslîm-i rızâ mülkünü seyrân gezerim

Kimsenin hayrı ile şerrine yokdur nazarım

Serseriyim geleli âleme hayrân gezerim

Ne dilimde olur evrâd ne elimde tesbîh

Ne velîyim, ne deliyim yine vîran gezerim

Gâh olur kendimi idrâk ile efgân ederim

Gâh isyânım anıp derd ile nâlân gezerim

Gâh Mecnân gibi dağlar aşarım Âdile ben

Aşka sâzân olup, gamla perîşân gezerim

***

Sultan Abdulaziz Han'ın vefatının ardından yazdığı ağıt:

Nasıl yanmam kim, oldu olanlar Şâh-ı Devranâ

Bilinmez oldu hâli, kıydılar ol zıll-i Yezdân'a

0 gitdi mülk-i ukbâya, firâkı geçti tâ câna

Saraya velvele saldı, cihânı koydu efgâna

Cihân mâtem tutup kan ağlasın Abdülaziz Hân'a

Meded Allah, mübârek cismi ki, boyandı al kana

Nasıl, hemşîresi bu Âdile yanmaz o Hâkân'a

Ki, kıydı bunca zâlimler karındaşı cihan-bâna

Rızâ vermezdi adl ü şefkati zulm-i müşîrâna

Bütün nâr-ı firâkı saldı, kalb-i ehl-i îmâna

Cihân mâtem tutup kan ağlasın Abdülaziz Hân'a

Meded Allah, mübârek cismi ki, boyandı al kana.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *