GEÇEN hafta İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde Bendenizin danışmanlığında, İlknur Solmaztürk tarafından bitirilen “Öğretmenlerin Örgütsel Destek Algılarının Demografik Özelliklere Göre İncelenmesi: Küçükçekmece Örneği” başlıklı yüksek lisans tezi önemli sonuçları ortaya koyuyor. Öğrencim İlknur Solmaztürk’ü böylesine önemli ve bir o kadarda değerli çalışmasından dolayı tebrik ediyor, bu konuya daha ileri götürerek doktora çalışması yapmasını da bekliyorum. Tezde emeği geçen ve jüri üyesi olan Prof. Dr.Kadir Canatan’a ve Dr.Öğretim Üyesi Nüket Afat’a teşekkür ediyorum. Yukarıda adı geçen tez çalışmasının amacı, öğretmenlerin örgütsel destek algısı düzeylerinin belirlenerek bu düzeylerin bir takım demografik değişkenler açısından farklılaşıp farklılaşmadığı incelemektir. Alan araştırması 2017-2018 eğitim öğretim yılı içerisinde İstanbul ili Küçükçekmece ilçesinde hizmet veren Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapmakta olan 378 öğretmen katılmıştır.

Öğretmenlik sevgi ve emek ister!

Bu çalışmada öğretmenlerinin örgütsel destek algısı düzeyleri incelemeye tabi tutulmuştur. Öğretmenlik mesleği özünde insanı barındıran, severek ve isteyerek çalışılabilecek, emek isteyen bir meslektir. Yani öğretmenlik emek ister, sevgi ister. Toplum tarafından saygınlık duyulan öğretmenlik mesleği kendine özgü zorlukları içermekle birlikte sevmeden uzun yıllarca devam ettirilemeyecek bir meslektir. Örgütsel destek algısı düşük olan öğretmenlerin, çalıştıkları kuruma olan bağlılık düzeyleri azalmakta, bu durum da öğretmenlerin kurum değişikliği isteyip tayin istemeleri ya da emekliliği gelip çalışmaya devam edenlerin emeklilik istemeleri olası hale gelmektedir.

Kurumsal destek çok önemli!

Bireyin örgütsel destek algısının düzeyi sadece bireysel olarak değil, kurumsal olarak da ele alınmaktadır. Örgütsel bağlılık düzeyinde azalma görülen öğretmenlerin okuldaki performansı da görülür düzeyde azalmaktadır. Örgütsel bağlılık düzeyindeki bu düşüş kurum olarak okul için olumsuz durumlar ortaya çıkarabilmektedir. Konu eğitim alanı ve öğretmenler olduğunda örgütsel bağlılık düzeyinin etkilediği alanın toplum olduğunu söylemek mümkündür. Öğretmenlerin okullarına olan örgütsel bağlılık düzeyleri öğrencilerin öğretmenlik mesleğine olumlu ya da olumsuz duygular geliştirmelerine neden olabilir. Örneğin kurumundan beklediği desteği göremeyen bir öğretmen derslerine mutlu girip işine tam olarak odaklanamayacak, öğrencileri de bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Çalışanların örgütsel destek düzeylerine yönelik gerekli ilginin gösterilmemesi durumunda bu sorunun bireysel olmaktan çıkarak toplumsal bir probleme dönüşmesi olasıdır. Bu nedenledir ki örgütsel destek algısı konusunun okul ve öğretmenler boyutunda incelenmesi önem kazanmıştır. Öğretmenlik insan yetiştirme sanatıdır. Dolayısıyla öğretmenlik mesleğinin belirli bir noktaya ulaşması ve öğretmenlerin de yaşam ve çalışma kalitelerinin arttırılmasının topluma yapacağı katkı diğer mesleklere nazaran daha yüksek olacaktır. Bu bağlamda sürece destek olacak çalışmaların desteklenmesi önemlidir.

Bu çalışmada öğretmenlerinin algılanan örgütsel destek düzeylerinin cinsiyet kriterine göre anlamlı bir farklılığa sahip olmadığı görülmüştür. Bu düşüncenin özellikle kadınların gelişen toplum düzeni içerisinde daha fazla söz sahibi olması ve cinsiyet eşitliği kavramlarının ön plana çıkmasıyla daha fazla netleştiği düşünülmektedir. Kontrol değişkenleri içinde mesleki tecrübe düzeyine göre eldeki bulgular incelenmiş ve öğretmenlerin örgütsel destek algılarındaki değişimin mesleki tecrübe düzeyi bağlamında anlamlı olmadığı görülmüştür. Kontrol değişkenleri içinde algılanan sınıf mevcudu düzeyine göre eldeki bulgular değerlendirildiğinde, öğretmenlerin örgütsel destek algısı düzeylerinin sınıf mevcudu algısına göre değişim gösterdiği ve bu değişim düzeyinin anlamlı olduğu görülmüştür. Sınıf mevcudu az olan öğretmenlerin fazla olanlara nazaran örgütsel destek algıları daha yüksektir.

Yönetici öğretmenler!

GENEL olarak her öğretmen belirli bir miktarda idari iş ile uğraşı halinde olmaktadır. Yöneticilik görevi üstlenen öğretmenler bu işlerle daha yoğun uğraşırlar. Ancak verilen emek hem yöneticiler hem de derse girenler için aynı düzeydedir. Buradan tespit edilecek en genel sonuç ise öğretmenlerin örgütsel destek algısı düzeylerinin örneklem kitlesine göre, araştırmanın yapıldığı yıla göre, bölgeye göre, diğer bir ifade ile katılımcının o anki içsel ve dışsal durumuna göre de değişim gösterebileceğidir. Kişilerin algılarına yönelik yapılan çalışmaların gerekli görüldüğü sıklıkla yenilenmesi ve değişimin gözlenmesi sürecin doğal bir gerekliliği olarak görünmektedir. Günümüzün gelişen ve değişen yaşam standartları, teknolojisi, öğrenme biçimleri ve insanların hayattan, iş yaşamlarından değişen beklentileri sonucunda örgütsel davranışa yönelik konular birer işletmecilik ve özel sektör konuları olmaktan çıkmıştır. Öğretmenlik mesleki tanımı gereği diğer mesleklerden ayrılan ve farklı düzeyde bir fedakârlık ve adanmışlığı gerektiren bir meslektir. Hiç şüphesiz ki sadece geçinmek için, sevmeden, ideal olarak ele alınmadan yapılması mümkün görünmemektedir. Yine de değişen yaşam koşulları altında öğretmenlerin örgütsel destek algılarının kuvvetlendirilmesinin zarardan çok fayda yaratacağı düşünülmektedir.

KONU ile ilgili olarak özetle tezi yedi maddede öneriler aşağıya sıralamak mümkündür.

1-EĞITIM kurumlarında görev yapan öğretmenlerin mesleklerini ilk günkü şevk ile yapabilmelerine yönelik olarak onların sorun ve sıkıntılarının dinlenmesi, çözüm önerilerinin hazırlanması başta okul yöneticileri olmak üzere bu sürecin en yüksek kademesindeki karar alıcılara kadar önemli bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün bilincinde olmak önemlidir.

2-GENEL olarak tüm eğitim kademelerinde sınıf mevcutlarının yüksekliği eğitim kalitesini aşağıya çekmekte ve öğretmenlerin tüm öğrencilerine istedikleri oranda ilgi sağlayacak zamanı yaratmasının da önüne geçmektedir. Öğretmenlerin sadece özel günlerde değil belirli sıklıklarla öncelikle kurum yöneticileri tarafından hal hatırlarının sorulması, mevcut durum hakkında görüşlerinin alınması onların kendilerini daha da önemli hissetmelerine katkı sağlayacaktır.

3-ÖRGÜTSEL destek olmak üzere çalışanların mevcut durumlarını tespit etmek ve daha iyiye götürmek adına yapılan bilimsel çalışmaların desteklenmesi, bakanlık bünyesinde ele alınarak bunların eğitim politika ve süreçlerine dâhil edilmesi genel kurumsal bağlılığı da arttıracağından eğitim kalitesi ve toplumun eğitim düzeyine kadar katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

 4-BILIMSEL çalışma yapacaklara öneri bağlamında kişilerin görüş ve algıları sürekli değişim göstermektedir. İnsanların kararları yaşamları içerisinde sayısız değişken tarafından şekillenmekte ve bunların belirli bir çerçeveye alınması özellikle sosyal bilimler alanı açısından sıkça tartışılan bir konu olmaktadır. Bu sebeple gerek konu seçimi, gerek örneklem belirlenmesi gerekse doğru analiz tekniklerinin belirlenerek bu kısımdaki hatalardan mümkün olduğunca kaçınılması önerilmektedir.

5-EĞITIM alanındaki sivil toplum kuruluşlarının öğretmenlerin çalışma ortamları, kurumları ile olan ilişkileri, meslekli alanda ilerlemeleri ve eğitim kalitesinin belirli bir noktaya getirilmesi adına üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidir. Bu bağlamda güncel yönetimsel kavramların eğitim alanında ele alınması konusunda destek sağlamaları ve karar alıcılara bu konuda önerilerde bulunmaları önemlidir.

6-ÖĞRETMENLERIN mesleklerini icra ederlerken en önemli konulardan birisi de materyal ve ekipman eksikliğidir. Özellikle az gelişmiş yerlerdeki kurumlarda fiziki ortam da eklenerek pek çok şeyin eksikliği eğitim kalitesini öğretmene bağlı olmaksızın düşürmektedir. Bu durum öğretmenin işini tam yapamamasına neden olarak strese girmesine, tükenme yaşamasına neden olabilmektedir. Ayrıca belirli taleplerin karşılanamaması da öğretmenin kuruman olan bağlılığını ve destek hissini azaltabilir. Bu durum bir döngü şeklinde eğim kalitesini aşağıya çekebilir.

7-MESLEKI tecrübesi yüksek olan eğiticilerin, meslek hayatının başındaki eğitimciler ile etkileşime girmeleri, deneyim ve bilgi aktarımı sağlamalarına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bunun sağlanması eğitim sisteminin tüm unsurlarını bir arada tutan bir yapıda olduğunu göstermesi ve kişinin bu bütünün parçası olduğunu ve desteklendiğini hissetmesi açısından önemlidir. İnsan ile birebir ilgilenmeyi gerektiren pek çok meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğinin de öneminin topluma anlatılması önemlidir.