05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Saakaşvili'nin Hayalleri, Rusya'nın Cevabı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

SINIRIMIZDA savaş var ve bu savaşın Kafkasya'yı sarmasından korkuluyor.

Unutmamak gerekir ki dünyayı yakan savaşlar önce küçük bölgelerde başlar, daha sonra ateş yayılır. Gürcistan'da savaş durdu ama yeni bir kıvılcım her an çıkabilir. Aklın silaha üstün gelmesini dileyerek, sivil katliamının yaşandığı Gürcü-Rus gerginliğinin geçmişine çok eskilere gitmeden şöyle bakalım:

Güney Osetya, 1922'de özerk bölge olarak Sovyet yönetimindeki Gürcistan'a bağlandı. Sovyetler'in dağılmasının ardından Rusya'ya bağlı Kuzey Osetya ile birleşmeyi isteyen Güney Osetya ve Gürcistan arasındaki gerginlik 1989 sonlarından itibaren artış gösterdi.

Bölgenin, 1990'da kendisini ''Demokratik Güney Osetya Sovyet Cumhuriyeti'' ilan etmesi üzerine Tiflis bölgenin özerkliğini kaldırdı. 1991'de Gürcüler'in başkent Tshinvali'ye girmesiyle çatışmalar başladı. 14 Temmuz 1992'de Ruslar, Gürcüler ve Osetlerden oluşan barış gücü ateşkesi sağladı. 1992'de fiilen ayrıldıktan sonra ilk referandumda Osetler'in yüzde 98'i, 2006'daki ikinci referandumda ise yüzde 90'ı bağımsızlığı seçti. Fakat, Güney Osetya'nın bağımsızlık ilanı hiçbir ülke tarafından tanınmış değil.

2003 yılında ise ABD'nin ve Soros'un desteği ile iktidara gelen Saakaşvili, Tiflis'le Moskova'nın yollarının tamamen ayırmaya başladı. Ülkenin istikametini Batı'ya çevirmesiyle Moskova ile ipler koptu. Bu süreçte en önemli gerilime ilk olarak 31 Mart 2006 tarihinde ülkedeki Rus üslerinin kapatılması, sonra 21 Eylül tarihindeki New York'ta gerçekleşen NATO toplantısında NATO ile Gürcistan arasında 'Yoğunlaştırılmış Diyalog'un başlatılması, ardından 27 Eylül'deki casusluk sorunu, fitili ateşleyen olaylardan sadece birkaçı oldu.

İki ülke arasındaki gerilimin diplomatik yansımaları, Gürcistan'ın Moskova Büyükelçisi'ni geri çağırması ve ülkedeki Rus diplomatlarının ülkeden çıkarılmasına kadar gitti.

ARKA BAHÇE SORUNU

ARAŞTIRMACI Muharrem Ekşi'nın de dediği gibi Rus-Gürcü gerginliğindeki en önemli parametrenin Gürcistan'ın Batı eksenine dahil olmak isteğidir.

Saakaşvili yönetimi, Rus baskısından kurtulma ve bağımsızlığı perçinlemenin yolunu Batı ile bütünleşmede görmekte ve NATO şemsiyesi altına girmek için yoğun çaba sarfetmektedir. Saakaşvili'nin bölgede çıkan küçük gerilimleri bu doğrultuda kullanarak bir an evvel NATO savunma sisteminin himayesine girmek için kullandığı dahi söylenebilir.
 
Zaten bu yıl Gürcistan'ın 'NATO ile 'Üyelik Eylem Planı'nın uygulamasını beklendiği söylenebilir. Nitekim NATO; Gürcistan'ı önümüzdeki Aralık ayında sisteme dahil edeceğinin de işaretini verdi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Arka bahçesinde ABD'yi görmek istemeyen Rus yönetimi, fırsat kollamaya başladı. Bunu da kabul edelim ki bu fırsatı onlara Gürcis'tan yönetimi ABD'ye güvenerek verdi. Ama beklediği olmadı. Rusya'nın cevabı çok ağır oldu. ABD atına binen Saakaşvili'nin sonu da yakın gözüküyor

Diğer taraftan, Gürcistan'ın coğrafi konumu; enerji ve askeri boyutlarıyla gerilimin temel sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Nitekim, Rusya'nın stratejisine göre Gürcistan, Moskova'nın Kafkasya'daki kilit taşı ve NATO'ya kaptırmak istemediği son kalesi denilebilir. Ayrıca, Hazar enerji güzergahlarında transit ülke konumunda olan Gürcistan, Rusya'yı by-pass edecek boru hatları açısından da jeopolitik bir öneme sahip. Bu nedenle, Rusya için Gürcistan'ın Batı'ya kayması, enerji nakil hatları tekelinin kırılması anlamına da gelmektedir.

GÜNEY OSETYA SORUNU

PEKİ Kafkaslar'ı barut fıçısına çeviren savaş krizini hangi sebepler tetikledi. Onların da bazılarını satırbaşı açılım:

Gürcistan'dan bağımsızlığını ilan ettiği tarih olan 1991'den bu yana Güney Osetya, özerk bir biçimde hareket ediyor.İrani bir halk olan Osetler, 13. yüzyılda Moğollar tarafından Kafkasya'ya sürüldü. Osetler, Rusya Federasyonu'na bağlı özerk bir cumhuriyet olan kuzeydeki kardeşleri Kuzey Osetya ile birleşmek istiyor. Gürcüler ise, Osetya'da azınlıkta. Ancak Gürcüler, Osetler'i ayrı bir halk olarak kabul etmek istemiyor. Onlara, Oset yerine eski adları olan "Samaçablo" diye hitap ediyor.

Kriz, Saakaşvili'nin 2004'te yaptığı açıklamalarla tırmanmaya başladı. Bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Saakaşvili, Osetya'yı, Tiflis'e bağlamak istedi. Ancak buna karşı çıkan Osetler, 2006'da düzenledikleri referandumla bağımsızlık istedi. Fakat referandum sonucunu kimse tanımadı.

Rusya, Güney Osetya ve Gürcistan arasında çıkan çatışmalarda barış gücü olarak görev yapıyor. Arka bahçesi olarak gördüğü Gürcistan'ın Batı'ya yaklaşmasını ve NATO üyesi olmasını da istemiyor. Güney Osetya halkının yüzde yetmişi Rus pasaportu taşıyor. Güney Osetya ve Abhazya'ya destek veren Rusya, bu yolla Gürcistan'ın kendi etki alanından kurtulup ABD ve Avrupa'ya yaklaşmasını engellemeye çalışıyor.

Son Rus-Gürcü gerginliği ile buzların çözüldüğü veya fay hattında hareketlenmelerin başladığı görülmektedir.

Bölgede güçler ve menfaatler savaşı oluyor, arada kalan sivil halk katlediliyor. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *