05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Niçin Zekat Veririrz...?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Zekât, İslam'ın en büyük beş emrinden biridir. Kelime olarak; ''Temizlik, artmak, bereketli olmak, iyi ve düzgün olmak anlamına gelir.''

Dinî anlamıyla ise; ''nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslüman'ın Allah'ın hakkı olanlara verilmesini emrettiği belli miktarda malı vermesidir.'' Veren kimseyi cimrilikten, kirlerinden ve günahlardan temizlediği ve malında berekete vesile olduğuna inanıldığı için, kelime manası ile dinî manası arasında bir bağ vardır.

Örfte, mecburi olmayan küçük bağışlar için kullanılan sadaka kelimesi de, Kur'an'da ve hadiste zekât manasında kullanılmıştır.

Zekâtın hükmü

Zekât, hicretin ikinci yılında, Ramazan orucundan sonra farz kılındı ve İslam'ın beş şartından birisidir. Kur'an-ı Kerim'de zekâtı emreden pek çok ayet vardır. Bunlardan birisi:

"İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler varya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler." mealindeki Bakara Suresi, (277.) ayetidir. Bu ayette beraber zikredilen namaz ve zekât kelimeleri Kur'an-ı Kerim'de aynı ifade ile birçok yerde daha tekrarlanmıştir. Bu ayetlerden bir kısmı sırasıyla: Bakara Suresi 177. ve 271., En'am Suresi 141., Tevbe Suresi 11. ve 60., Enbiya Suresi 73., Nur 37., Beyyine Suresi 5. ayetleridir.

"İslam, beş esas üzerine kurulmustur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Hz.Muhammed'in (S.A.V)'in de Allah'ın peygamberi ve kulu olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve hacca gitmektir." (Tirmizi)

"Mallarınızı zekât ile koruyunuz. Hastalıklarınızı sadaka ile iyileştiriniz, bela dalgalarını dua ve niyaz ile karşılayınız." (İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen)

Zekâtın İslam dinindeki yeri

Zekât, dinin direği olan namaz ibadetinden hemen sonra gelmekte ve birlikte zikredilmektedir. İkisinin birbirine bağlanmasının en mühim hikmeti, namazın dinin direği, zekâtın ise, İslam'ın köprüsü olmasıdır. Namaz, dini koruyan, zekât asayışı temin eden ilahi iki esastır.

İslam'a göre ebedî saadetin başta gelen şartlarından biri olan zekât, öylesine kuvvetli bir iman azametidir ki; müminlerle kanlı çarpışmalara giren müşriklerin tövbe edip namaz kılmaları ve zekât vermeleri halinde, savaş halinin kalkacağı ve eski müşriklerin bu alametlerle birlikte müminlerin din kardeşi vasfını kazanacakları bildirilmiştir. (Tevbe, 5.)

"Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yargılayan, esirgeyendir."

Zekâtın dindeki ehemmiyeti içindir ki; Hz. Muhammed (S.A.V)'in vefatından sonra halife seçilen Ebubekir, zekât vermeyenlerle savaşmış ve bununla ilgili olarak şöyle söylemiştir:

"Allah'a yemin ederim ki, namazla zekâtın arasını ayıranlarla mutlaka savaşacağım. Çünkü zekât malı bir haktır. Allah'a yemin ederim ki; Resulullah'a vermiş oldukları bir deve yularını dahi bana vermezlerse, bu sebeble onlarla mutlaka savaşırım." (Ebu Davud)

Zekât vermenin şartları

a. Müslüman olmak.

b. Akıllı olmak.

c. Büluğ çağına girmek.

d. Özgür olmak.

e. Nisap miktarı mala sahip olmak.

Nisap miktarı malın üzerinden 1 yıl geçmesi.

Zekât verdiğin malın sahibi olmak.

Zekât vermenin bir şartı da borçlu olmamaktır; Bir borçlu elindeki parayla önce borcunu ödemeli. Borçlu olana zekât farz değildir.

Zekât kimlere verilir?

Zekât şu gruplardaki kişilere verilir;

Fakirlere,

zekât toplayıcı tahsildara,

Müellefe-i kulube, verilir.

''Müellefe-i Kulub, İslam dinine yeni kabul etmiş kişilerdir.''

Kölelere, borçlulara, Allah yolunda bulunanlara verilir.

Yolda kalmışlara verilir.

''Fakir, '' nisap miktarı mala sahip olmayan kişilere denir.

''Miskin'' hiçbir şeyi olmayan kişilere denir. Buna göre miskinler, fakirlerden daha muhtaçtır.

Zekât kimlere verilmez

Gayri Müslimlere zekât verilmez.

Fakir olan ana babaya zekât verilmez.

Büyük babaya, büyük annneye zekât verilmez.

Kişi nikahlı olan hanımına zekât veremez.

Kişi çocuklarına ve torunlarına zekât veremez.

Peygamberimizin neslinden kimselere zekât verilmez.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *