05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslamda ''nazar''göz değmesi varmı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Nazar, gözdeğmesi, toplumda vâki olan bir hususdur.

Bazı kimselerin gözlerinde bir hâl vardır ki, konsantre olarak baktığı kişiye çeşitli zararlar verebilir.

Bir kısım âlimlere göre, insanların gözbebeklerinden ve parmak uçlarından görünmeyen ışınlar saçılmaktadır.

Gözdeğmesi gerçek olmakla beraber asıl sebebin ne olduğu bilinmemektedir.

Onu ancak Yüce Allah (c.c.) bilir.

Nasıl ki; mıknatıs, demiri kendine çeker. Fakat asıl çekme sebebini, onu yaratan Allah bilir. Nazar da öyledir.

İmam Kastalanî diyor ki: "Bir çanak içinde süt olsa ve hayız gören bir kadın, elini o sütün içine soksa, o süt özelliğini kaybeder ve bozulur.

Eğer temiz bir kadın, elini o sütün içine soksa, süte bir şey olmaz."

Sebebini bilmediğimiz diğer şeyler de buna kıyas olunmalıdır.

Gözdeğmesi ile ilgili olarak pekçok hadis-i şerifler de vardır.

Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz nazar olayının, yaşanan bir gerçek olduğunu dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Gözdeğmesi hak ve gerçektir." Müslim. Abdullah b. Abbas (r.a.) 'dan rivayet etmiştir.

Hafız İbn-i Hacer diyor ki: "Yani, kem göz ile nazar edip gözdeğdirmek, toplumda var ve sabit olan bir şeydir."

İmam el-Kurtubî, gözdeğmesinin sabit olduğunu zikrederek şöyle demiştir:"Bu durum, ulemanın ittifak ettiği bir hususdur. Ancak bid'at ehli olan bir taife bunu inkâr etmişlerdir.

Onların görüşlerine karşı hadis-i şeriflerden pekçok deliller vardır.

Yine bu olayları müşahede eden pekçok kimseler mevcuttur.

Nice yiğitler vardır ki, gözdeğmesi, onları mezara koymuştur.

Nice güçlü develer vardır ki, nazar, onları da tencereye koymuştur.

Bütün bunların hepsi Cenab-ı Hakk'ın dilemesi ile olmaktadır.

Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Onlar ise, Allah'ın izni olmaksızın kimseye bir zarar veremezler." (Bakara. 2/102.)

Allâme İbn-i Kayyım diyor ki: "Vahiyden dinden ve akıldan nasibi olmayan bir taife, gözdeğmesi işini geçersiz saymışlardır.

Onlara göre, bu nazar değme işi ancak bir evhamdan ibarettir. Onun aslı yoktur!

Bunlar akıl ve nakil bakımından insanların en cahilidirler.

Hicap utanma bakımından da insanların en kabasıdırlar.

Sıfatlarıyla, fiilleriyle ve tesirleriyle onlar, ruh ve nefisleri bilmekten uzaktırlar.

Akıllı olan kimseler, her ne kadar göz-değmesinin sebebi ve tesiri hakkında ihtilâf etseler de nazar meselesini inkâr etmezler."

Hafız el-Hattâbî, gözdeğmesi gerçeğine şöyle demiştir: "Kem gözle nazar eden kimsenin hain bakışı, karşısındaki şahsa zarar verir."

Gözdeğmesi nazar iki sebepten dolayı olur:

Biri, şiddetli düşmanlıktır. Diğeri de, bir şeyi beğenip onu güzel bulmasıdır.

Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Gözdeğmesi hak ve gerçektir. Eğer kaderin önüne geçen bir şey olsaydı, nazar, onun önüne geçerdi." (Müslim). Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın kaza ve kaderinden sonra benim ümmetimden ölenlerin çoğu gözdeğmesindendir." (El-Bezzâr).

Nazardan korunmanın yolları:

Gözdeğmesi illetine yakalanmadan önce korunmak için şu tedbirler alınmalıdır:

Bazıları şunlardır:

Fatiha Suresi,

Ayetü'l-Kürsî,

Felâk Suresi,

Nâs Suresi,

Nazara karşı şu duayı okumalıdır:

"Yarattığı şeylerin şerrinden Allah (c. c.)' in tam olan kelimelerine sığınırım." (Ebu Davûd).

Hiçbir iyinin ve kötünün yapamadığı ve Allah (c. c.) 'in yaratıp vücuda getirdiği bütün şerlerin şerrinden,

Gökten inenlerin ve göğe çıkanların şerrinden, yerde bitenlerin ve yerden çıkanların şerrinden,

Gecenin ve gündüzün fitnelerinin şerrinden,

Allah 'ın tam olan kelimelerine sığınırım.

Ey Rahman olan Allah'ım" (Buharî) Resûlüllah (s.a.v.) Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.)'ı şu dua ile koruyordu:

"Sizi, bütün şeytanlardan, Zararlı hayvanlardan, Kem gözlerden, Allah (c.c.)'ın tam olan kelimelerine sığındırırım." (Buharî)

Resûlüllah (s.a.v.) torunları olan Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.)'a hitaben yine şöyle derdi:

"Şüphesiz ki, sizin atanız İbrahim Aleyhisselâm İsmail'i ve İshak'ı onlarla koruyordu." (Buharî)

Hafız el-Bağavî "Şerhü's-Sünne" eserinde anlattığına göre, Hz. Osman b. Affan (r.a.) çok güzel bir çocuk görmüştü.

Bunun üzerine, onu nazardan korumak için çocuğun velisine şöyle dedi: "Bu çocuğun çenesine siyah boya sürerek onun güzelliğini kamufle ediniz."

Bir kimse, kendi gözünün başkasına zarar vermesinden korkarsa, ona baktığı zaman şöyle demelidir:

"Allah (c.c.) onu sana mübarek etsin." (Ebu Davud)

Veya şöyle demelidir:

"Ya Rabbi! Ona mübarek eyle." (Müslim)

Yahut şöyle demelidir:

"Mâşâallah (Allah ne güzel yapmış) Allah'tan başka kuvvet (sahibi) yoktur." (Ebu Davud).

Nazar değmesinden sonra:

Nazar değdikten sonra da şeriata uygun çareler vardır.

Ayrıca Cebrail Aleyhisselâm'ın, Resûlüllah (s.a.v.) 'e okuduğu ve öğrettiği şu dua okunmalıdır:

"Allah (c. c.) 'in ismi ile sana rukye ederim okuyup üflerim.

Sana eziyet veren her şeyin şerrinden,

Her nefsin yahut hased edenin kem gözünün şerrinden Allah (c.c.) sana şifa versin.

Allah (c.c.)'in ismi ile sana rukye ederim" (Buharî)

Yine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz hasta olan bazı ashabını eliyle sığayıp şöyle dua yapardı:

"Allah'ım! Ey insanların Rabbi! Zarar ve fitneyi gider. Ona şifa ver. Şifa verici sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalıktan eser kalmasın." (Buharî)

Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz yine şöyle buyurmuştur:

"Ey insanların Rabbi! Zarar ve fitneyi silip gider. Şifa, senin (kudret) elindedir. Senden başka ona (yol) açıcı yoktur." (Buharî)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *