Şah Sultan...
Şah Sultan, Yavuz Sultan Selim ve II. Ayşe Hatun'un kızı, Kanuni Sultan Süleyman'ın kız kardeşi olarak bilinmektedir.
Çocukluğunu ağabeyi Kanuni ile birlikte Manisa'da geçirdiği iddia edilmektedir.
Şah-ı huban Sultan'ın, Hatice ve Fatma adlı ablaları; Beyhan adlı kız kardeşi ve Süleyman adlı bir ağabeyi vardır.
Ayşe Hafsa Sultan validesi, Sultan Selim ise, babasıdır.
Şah Sultan, sonradan 1539 yılında sadrazamlık makamına gelecek Lütfi Paşa ile 1523'te evlenmiştir.
Kocası Lütfi Paşa'nın çok sert ve katı yürekli bir adam olduğu belirtilmektedir.
Anlaşamadıkları için 1541'de boşanmışlar, neticesinde kocası sadrazamlık makamını kaybetmiştir.
Bir iddia, kocası ile boşanma nedeninin kocasının zina yapan bir kadının uzvunu dağlatması neticesi böyle bir cezanın islamiyette varlığı konusunda eşiyle olan tartışması neticesi meydana geldiği yönündedir.
Bu iddiaya göre Lütfi Paşa, bu duruma karşı çıkan karısını dövmüştür; bunun üzerine Şah Sultan uşaklarını çağırıp kocasını dövdürmüş ve ardından kardeşi Kanuni'ye başvurup eşinden boşanmış ve eşini sadrazamlıktan azlettirmiştir. 19 yıl süren bu evlilikten Esmehan Baharnaz Sultan ve Neslihan Sultan adında iki kız çocukları dünyaya gelmiştir.
Dinine Bağlılığı ve Vefatı:
Şah Sultan'ın Sümbüli tarikatına mensup olduğu ve Koca Mustafa Paşa Sümbüliye zaviyesi Şeyhi Merkez Musa Muslihiddin El-Germiyani'ye intisap ettiği bilinmektedir.
Kimi kaynaklarda da onun hem Mevlevi, hem de Merkez Efendi'nin müridesi olduğu söylenmektedir. 1572 yılında vefat etmiştir.
1556 yılında Mimar Sinan tarafından yaptırılan Şah Sultan Camii onun adına yaptırılan önemli eserlerden biridir.
Fatih Belediyesi Yavuz Sultan Selim Camii avlusu içerisinde bulunan Ayşe Hafsa Sultan'ın bulunduğu türbede restorasyon çalışmalarına başlamıştı. Restorasyon sırasında Ayşe Hafsa Sultan'ın kabrinin hemen yanında yeni bir kabir bulundu.
Bilim adamları, yapılan araştırmalarda, bu kabrin 1572 yılında vefat eden ve üvey annesi Ayşe Hafsa Sultan'ın hemen yanına defnedilen Kanuni Sultan Süleyman'ın üvey kız kardeşi, Şah Sultan'a ait olduğunu belirtilmişdir.
***
Gülbahar Hatun:
Gülbahar Hatun, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet hanın eşlerinden biridir.
O dönemde henüz Valide Sultan unvanı kullanılmaya başlanmamıştı.
Ancak Gülbahar Hatun'ın saraydaki rolü sonraki Valide Sultan'lardan hiç farklı değildi.
II.Bayezid'ın öz annesi olan Sitti Mükrime Hatun, II.Bayezid'ın tahta çıkmasından ondört sene evvel vefat ettiğinden Gülbahar Hatun, Fatih Sultan Mehmed'in dul eşi ve II.Bayezid'ın manevi annesi olarak Valide Sultan'ın eşdeğeri olan bir rolü üstlemiştir.
Zira henüz bu dönemde resmen Valide Sultan sıfatı ve görevleri belirlenmemişti.
Tarihte bu sıfat ilk defa Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından kullanılmıştır.
Gülbahar Hatun'un Arnavut, Kosova veya Sırp asıllı olduğu sanılmaktadır.
O zaman Edirne'de bulunan Osmanlı sarayına
1446 yılında girdiği sanılmaktadır.
Gülbahar Hatun'un Akkoyunlulara gelin giden Gevherhan Sultan annesi olduğu bilinmektedir.
Şehzade Mehmet 1450 yılında Edirne'de Dulkadiroğulları Süleyman Bey'in kızı Sitti Mükrime Hatun'la bir evlilik daha yaptı ve yeni eşiyle birlikte gelenek üzere padişah II. Murat tarafından Manisa'ya sancak beyliği yapmak üzere gönderildi.
Gülbahar Hatun'un Şehzade Mehmet'le birlikte Manisa'ya gidip gitmediği bilinmemektedir.
Fatih Sultan Mehmet padişah olup 1453'de İstanbulu aldıktan sonra Osmanlı Devleti'nin başkentini İstanbul'a nakletti.
Gülbahar Hatun'un bir süre küçük yaştaki oğlu Bayezid'le birlikte Edirne'de kalmış olduğu sanılmaktadır.
Bayezid 9 yaşına geldiğinde 1456 yılında babası tarafından Amasya'ya sancak beyliğine atandı. Gülbahar Hatun daha sonra Sitti Mükrime Hatun'un 1467 yılında vefatı üzerine üvey oğlunun yanına Amasya'ya taşındı, ve 1481 yılında II. Bayezid'ın tahta çıkmasına kadar orada yaşadı.
Gülbahar Hatun'un oğlunun padişahlığı sırasında etki sahibi olduğu bilinmektedir.
Gülbahar Hatun yaklaşık 1492 yılında vefat etti ve İstanbul'da Fatih Camii avlusunda Fatih Türbesi karşısında kendi adı ile anılan türbesine gömüldü. Ölümünden sonra II.Bayezid Tokat'ta annesinin hatırasına Hatuniye Camii'ni ve bir de okul yaptırdı.
